Gece gündüz hasretini çektiğim,
Çıkıp çıkıp yollarına baktığım,
Demet demet saçlarıma taktığım,
Kokar burcu burcu gülü köyümün.
Aklıma düştükçe içim sızılar,
Çimeninde oynar, körpe kuzular,
Çiçeklerde arıları vızılar,
Ağıza tat verir balı köyümün.
Bahar oldu çayırında oynadım,
İncitmedim, arkadaşa kıymadım,
Tez ayrıldım, ben köyüme doymadım,
Hâtırası bende dolu köyümün.
Koyun kuzu birbirine katışır,
Bahçesinde bülbülleri ötüşür,
Bağlarında türlü meyve yetişir,
Süslenir yaprağı, dalı köyümün.
Senede bir, ben köyüme giderim,
Dostlarımı bulur, sohbet ederim,
Ancak böyle gider benim kederim,
Size mâlum oldu, halı köyümün.
Perihan’ım söze yalan katmadım,
Çok çalıştım, gölgelerde yatmadım,
Basma entarimi bozup atmadım,
Sandıkta yeşili, alı köyümün.
Hasret… Ne buruk bir kelimedir gönüllerimizde. Gurbette olanların yaşadıkları en hüzünlü duygudur. Memleketinden uzaklaşmış, başka bir diyarda düzen kurmuş, hayatın meşgalesiyle uğraşan ademoğlunun, uzakta olduğu memleketi aklına her düştüğünde yüreğini sızlatan sancıdır hasret. Anaya babaya, eş dost akrabaya, köyüne yaylasına, pınarına suyuna, havasına toprağına duyulan özlemdir. Bu özlemi duyup, bulduğu her fırsatta memleketinin yolunu tutan, yol kenarındaki kilometre tabelasında, yolun onar onar eksildiğini gördükçe, yüreğindeki kavuşma heyecanı artanlardan biri de benimdir herhalde? Zaman zaman, hasret kalınanlara kavuşmanın mutluluğunu, birkaç gün de olsa yaşayarak, tabir-i caizse dopingimizi alarak, arabanın camından el sallaya sallaya, hüzünlü bir şekilde memleketinden ayrılanlardan biriyim işte ben de. Yetmedi hiçbir zaman, vuslatın süresi hasreti gidermeye. Her hasret, geçmek bilmeyen bir zaman olurken, her vuslat da nasıl geçtiği anlaşılamayan, çabucak geçen bir zaman dilimi oldu gönlümde. Yine de şükür duâları dolandı her seferinde, yüreğime ve dilime.
Yine böyle memleketime olan hasret duygumun gönlümde tavan yaptığı günlerin birinde, vuslata vesile olacak bir gelişme oldu hayatımda. Belki beden olarak orada olamayacaktım ama, gönlümdeki tüm güzel duyguları yansıtan kelimelerim, cümlelerim sık sık yaşayacaktı kavuşmanın mutluluğunu. Memleketimin değerli gazetelerinden biri olan Çamlık Gazetesi’nde hemşehrilerimizle buluşacaktı yüreğimde yaşadıklarım. Acizane kaleme alacaktım hayata dair hissettiklerimi, hissettirmek istediklerimi. Ne büyük bir gurur, ne büyük bir mutluluktu bu benim için. Kabul ettim, heyecan, mutluluk, gurur, becerebilir miyim’in tedirginliğini yaşayarak. Beni bu kıymetli câmiaya layık görüp kabul eden, vesile olan, bu muhteşem duyguyu bana yaşatan herkese sonsuz teşekkürlerimi borç biliyorum. Umarım başta siz Yozgatlı hemşehrilerimiz olmak üzere, tüm kardeşlerimiz, yüzlerinizde memnuniyet ifadeleriyle okursunuz kaleme aldıklarımı. Desteğinizi ve duâlarınızı esirgemezsiniz inşallah. Hiç aklıma gelmezdi, böylesi bir SILA-İ RAHİM’le memleketime olan hasretimi gidereceğim. Teşekkürler Yozgat Yenigün Gazetesi (İnşallah yakın zamanda Çamlık Gazetesi olarak yayın hayatına devam edecek), teşekkürler Yozgatlı hemşehrilerimiz…