Siyaseti Kirletmeye Hiç Kimsenin Hakkı Yok

Abone Ol

Siyaseti ülkeyi yönetme sanatı olarak tanımlayabiliriz. Ancak bir ülkeyi yönetebilmek de ehliyet ve liyakat ister. Bir işte başarılı olmak için de ehliyet ve liyakat sahibi olmak gerekir. Yoksa o işte başarılı olunamaz, işinizi de batırır iflas ettirirsiniz.
Tabiri caizse önüne gelen parti kurmuş Türkiye’yi yönetmeye adayım diyor. Ne ala ne ala hoş da bu konuda bir eğitim alıp lider ve devlet adamı olma vasfını edindin mı? Yok sadece laf olsun torba dolsun diye siyasete aday olmuş insanlar ülkemizi arenaya çeviriyor ne yazık ki...
Birçoğumuz yaşını başını almış pek çok siyasetçi görmüş insanlarız. Siyasetin hiç bu kadar ayağa düştüğüne şahit olmadık dersek her halde yalan söylemiş olmayız. Son derece kırıcı alaya alıcı akı Kara karayı ak göstermeye ve halkı birbirine düşürmeye çalışan bir siyasi anlayış ülkemize hakim hale geldi.
Şu parti bu parti demeyeceğim ama insanlarımızın ayrıştırıldığına birbirine düşman haline getirildiğine iki zıt gurup oluşturulup bölündüğüne tanık olmamıştık. Sağ sol çatışması ve mezhep kavgalarını da yaşadık ama bir birimize bu denli düşman olmamıştık. Gerçi o olaylarda dış kaynaklı bölücü faaliyetlerdi ancak halk bu kadar bölünmemişti...
Belki ki birilerinin bu millet ve bu ülke ile bir derdi var? Türkiye Cumhuriyetini hedef alan ülkeye düşman olan gurup ve ülkeler içimize durmadan dinlenmeden nifak tohumları ekmeye devam ediyor. Bize ne oluyor da bu oyuna geliyoruz? Birileri bilerek ya da gafletle bu yangına körük çekmeye çalışıyor. Adına da siyaset diyorlar: Siyasetleri bu ise...? Ama bizim bu oyuna gelmememiz lazım.
Birilerinin ak dediğine birileri ısrarla “kara” diyor bunu da ciddi ciddi savunuyorlar. Ne devlet adamlarına saygıları var ne de devletin kurumlarına? Televizyonlar basın ve sosyal medya rezaleti bu ateşi alevlendirmeye çalışıyor ve Türkiye düşmanlarına hizmet ediyorlar. Gidişat hiç hayra yönelik değil maalesef...Peki biz niye bu oyuna alet oluyoruz?.
İşin garibi insanlarımızı hacıya hocaya din adamına ve ehil insanlara da düşman ettiler. Bunlara söz de anlatılamıyor; devletin kurumları da hedef alınıyor aşağılanıyor! Kime güvenecek bu millet? Allah peygamber din mezhep de bunları ıslah edemez duruma geldi... Feryat ediyoruz işte: Ülkesini sevenler kardeşiz diyenler bu oyuna gelmemeli.
Diyeceğim o ki birileri bu ülkeyi bir çıkmaza sürüklemek istiyor. İç kavgalar körükleniyor kardeşi kardeşe düşman ediyoruz. Ne adına kirli siyaset ve koltuk adına... Son olayları hepimiz dehşetle ibretle izledik. Üstelik kelli felli adamlar - siyasetçiler(güya) hararetle bir şeyler anlatıp tüm kurumları yıpratıyor hedef gösteriyorlar.
İş mi? İş bize düşüyor: ülkemize devletinize kurumlarımıza sahip çıkmak. Kardeşliğimize leke getirmemek. Devletimize ve devlet adamlarımıza saldıranlara inanmamak. Hani diyoruz ya hepimiz bir gemideyiz bu gemi batarsa hepimiz boğulur yok oluruz; onun gibi bir şey... Bunlar Türk milletinin düşmanlarının bir ihanet oyunudur FETO haininin gerçekleştiremediği (ülkeyi bölme hadisesini) gerçekleştirmek isteyen Türkiye düşmanı alçakların kışkırtma planı ve tuzağıdır. Israrla diyoruz ki bu tuzağa düşmeyelim sabırla ve mantıkla hareket edip bir takım çapulcunun oyuncağı olmayalım. Devlet ülke ezan kuran ve kardeşlik hamurumuz olursa hiç bir hain bu ülkeyi karıştıramaz bunu da unutmayalım.. Ülke bizim vatan bizim devlet bizim. Biz bu devletin asil- soylu evlatlarıyız üç beş haine pabuç bırakacak değiliz... Herkes haddini bilsin Türk Milletini de iyi tanısın...