Bursa, Karabük, Çanakkale ve birçok yerde ormanlar yanıyor, hayvanlar yanıyor, ağaçlar kül oluyor... Çoğu yangın insan faktörlü, çoğu da bilerek yakılıyor. Ormanlar yanarken yangın söndürme uçağımızın olmaması 2025 Türkiye’sinin acı bir manzarası. Gece görüşlü uçağımız bile yok... Ne muhteşem, ne şahane!
Bir yetkili de çıkıp istifa etmiyor, özür dilemiyor, “beceremedik” demiyor. Gözümüzün içine bakıla bakıla yalan söyleniyor. Yangın köylere, yerleşim yerlerine ulaşmış fakat “kontrol altına alındı” diye açıklama yapılıyor. Sabah uyandığımızda manzara dehşet verici; her yer yanmış... Ah ki ne ah!
Depreme hazır değiliz, sel felaketine hazır değiliz, yangına hazır değiliz... Biz tam olarak neye hazırız? İtfaiye erleri vefat etti, itfaiye aracı yandı. Vatandaşlar canı pahasına yangına müdahale ediyor. Madenlere izin veriliyor, geleceğimiz ellerimizin arasından kayıp gidiyor. Hiçbir önlem, hiçbir tedbir yok. Hiç ders alınmamış, çıkarılmamış. İçimiz yanıyor. Masum hayvanlar yanarak can veriyor, ormanlar ağaçlar bir bir yanıyor. Yeşile dair hiçbir şey kalmıyor, bütün güzellikler bizi terk ediyor.
Çamlığımız, ilk milli parkımız... İçerisinde sayısını bilmediğimiz çeşitli ağaçların, bitkilerin olduğu doğa harikası. Mangal yakmak yasak, polisler bekçiler sürekli teyakkuzda. Orman işletme, Çamlık’ın belirli noktalarına damacanalarla sular koymuş; içerisinde yangını söndürecek özel bir madde var. Üzerinde büyük harflerle “İçilmez” yazıyor... Onları bile çalmışlar! Yahu ne işinize yarar, ne yapacaksınız?
Lütfen dikkat edelim, göz bebeğimiz bir Çamlığımız var. Hep tedirginiz. Allah muhafaza, Çamlık yanarsa felaket olur; mümkün değil sönmez, söndürülemez. İtfaiye erlerimize rahmet, yakınlarına sabır diliyorum.
Doğayı çok hor kullandık; yorduk, kirlettik, mahvettik. Şimdi doğa bize karşılık veriyor. İklim felaketi kapıda. Ve iklim kanununu kabul eden vekiller... Hiçbirinize hakkımız helal değil! El birliğiyle geleceğimizi mahvettiniz.