“Sürekli İstiyoruz Ama”

Abone Ol
Mustafa Sakarya tarafından paylaşılmış. Hem çok ilginç, hem de çok önemli tesbitler içeriyor.

Toplum olarak geldiğimiz nokta ne yazık ki böyle.

Milli Eğitim olarak verilen eğitim, televizyonlarımızın ve radyolarımızın yaptıkları olumsuz yayınlar sonucu toplumumuz bu hale gelmiş görünüyor.

Tatminsiz, sabırsız, saygısız ve sevgisiz bir haldeyiz. Ülke olarak nereye gideriz ne yaparız bilemiyorum. Sorumlu olması gereken eğitimciler ve sorumluluk mevkiinde bulunan insanlar olması ve alınması gereken sorumluluklarını ne yazık ki kabul etmiyor. Sorumluluk kabul etmiyorlar. Hâlbuki milletini seven her kimsenin ülke gidişatından derece derece sorumluluğu vardır.

İstek çok ama ne yazık ki hiçbir şekilde kimse kendine bir pay çıkartıp “şöyle yapılabilir”. “Benim teklifim şudur” diye fikir ileri sürenler de pek çıkmıyor.

Azla yetinen bir toplum ve birey olmak yerine lügatinde “Şükür” olmayan bir toplum haline geldik.

Şimdi Mustafa Sakarya’nın tesbitlerine bakalım, Sakarya görüşlerini “Yazlık site sakinlerindeki mantık” adı altında toplamış ama yine ne yazık ki toplumun büyük bir bölümünün yaklaşımını da yansıtmış.;

"Yazlık site sakinlerindeki mantık:

●Taze manda sütü alalım,

Ama manda b*kuna basmayalım.

● Olabilecek en bakir, en temiz bölgede yazlığımız olsun,

Ama alışveriş merkezlerine, hastaneye, postaneye yakın olsun.

● Yolu düzgün, ortalık ışıl ışıl, capcanlı, eğlenceli olsun, mülklerimizin değeri artsın,

Ama fazla kalabalık, betonlaşma ve kirlilik olmasın.

● Köy sütünü, sebzesini, yumurtasını bol bol alabilelim

Ama pahalı olmasın.

● Hepimiz en başta gelen, en birinci, en şampiyon doğaseverleriz,

Ama akrepler, çiyan ve kertenkeleler, evlerimize girmesin, domuzlar, tilkiler bahçemizde dolaşmasın, sivrisinekler her gün ilaçlansın.

● Ortalık yemyeşil olsun,

Ama ağaçlar fazla büyümesin, deniz manzarasını kapatmasın, çiçekler, yapraklar balkonumuza dökülmesin,

● Her akşam mangalda balık pişirelim,

Ama balık çiftlikleri olmasın, denizler temiz kalsın.

● Çocuklar, torunlar gelsin,

Ama geldiklerinde torunlar fazla gürültü yapmasın, çocuklar sorun çıkarmasın.

● Deniz, sabahları girerken ürpertmesin,

Ama öğlen sıcağında da bunaltmasın, serinletsin.

● Rüzgâr olsun,

Ama deniz dalgalı olmasın.

● Hava açık, bulutsuz olsun,

Ama güneş yakmasın.

● Her denize/havuza giriş çıkışta mutlaka duş alalım, evde günde beş şampuan, üzerine iki kese atalım, akşamüzeri çimleri sulayalım,

Ama bölgede su sıkıntısı yaşamayalım.

● Gündüzleri çok sıcak olmasın, akşamları çok serin olmasın.

● Komşuluk ilişkileri sevgi, saygı, hoşgörü çerçevesinde şekillensin,

Ama komşu benim merdivenimi kullanmasın, sınırımı geçmesin, çimlerime basmasın, çiçeğimi koparmasın, akşamları da televizyonun sesini fazla açmasın.

● Yazlık, yazlık olmasına olsun,

Ama birazcık kışlık gibi de olsun. Hem kliması, hem sobası olsun.

● Site yönetimi, güvenlik, peyzaj, çevre temizliği dört dörtlük kusursuz olsun,

Ama aidatlar ucuz olsun.

● Evlerin hem denize, hem ormana, hem çöle, hem de göle cephesi olsun.

● Hem modern, hem konforlu, hem salaş, hem de birazcık otantik olsun.

● Hem öyle, hem böyle, hem de birazcık şöyle olsun.

● Yanağında bir beni mutlaka olsun !!! “

Hiçbir değer yargısı olmayan ve dikkate alınmayan televizyon dizilerimizin toplumu getirdiği nokta bu. Hiçbir zahmete girmeyelim ama her şeyimiz olsun.