Yozgatlı bir kalem Ankara’ya sesleniyor: Hemşehri burada, dikkatli oku!
Bugün itibariyle bu köşe sizinle, Ankaralıyla, memleket sevdalısıyla dolacak.
Ve bilesiniz: Ben Tarık Yılmaz, lafı eğip bükmeden gerekirse dokunduğu yere kadar ulaşan bir netlikle yazarım.
Ankara: Devletin Başkenti, Sabır Taşı, Dedikodu Çukuru
Ankara…
Bir şehir düşün: Türkiye’nin ortasında bir bozkır. Ama gel gör ki burada devlet yönetilir, siyaset pişer, kulis döner, dosya kapatılır, kapı kapanır, sandalye devrilir…
Yani Ankara sadece Kızılay değil; Kızılay’a ulaşana kadar kırk takla atılan bir yoldur.
Hani bazıları hala Ankara deyince “simit, çay, soğuk” diye anlatır ya… Yok kardeşim! Ankara, asıl soğukluğu insanının kafasındadır. Üstüne bir de ciddiyet eklenince, yanına yaklaşmak da zordur.
Ama unutmadan: Ankara’yı Ankara yapan bir şey daha var; her bir taşının altında Anadolu’nun dört bir yanından göçmüş hemşehriler var. Çorumlusu, Yozgatlısı, Kırşehirlisi, Kayserilisi neresinden olursa olsun finalde hepsi Ankaralıdır. Bu köşe de tam onlara hitap edecek.
Ey Hemşehri: Ankara’da Çekirdeği Kıtlarken Duyamadıklarını Burada Duyacaksın!
Bak açık konuşayım:
Burada ballı siyaset yok, ballı haber yok.
Benim işim Ankara’nın kırık fay hattını, karanlık odalarda kaybolmuş gerçekleri, dedi kodu kıvamına dönüşmeden, belediye koridorlarında kim kime yan bakıyor, kim kime borçlu, kim kimi yoluyor, hepsini anlatmak!
Hani evde çekirdek çıtlatırken dinlediklerin yetmez ya… İşte ben bu köşede masaya indireceğim.
Haksız olana net bir dille, haklının yanında.
Çok mu Robin Hood’luk olur. Bakalım görelim.
Ama şunu unutma: Ben öyle kapı kapı gezip şerbet, bal kaymak dağıtan gazetecilerden değilim.
Yozgat’ta ne yaptıysam, burada da aynısını yaparım.
Ankara’nın Göbeğinden Konuşacağız, Çekinmeden Yazacağız
Bugünden sonra bil ki Ankara’daki abiler, amcalar, belediyeciler, meclis üyeleri, parti başkanları artık hiçbir şey gizli kalmayacak.
Ankara’da yazmak için geç kaldık artık.
İçimden geldiği gibi yazarım. Hoşuna giderse paylaş, hoşuna gitmezse de paylaş; çünkü herkesin duyması lazım.
Burada her hafta Ankara’nın göbeğinden ses yükselir.
Kulağı olan duysun, yüreği yeten gelsin.
Ankara’nın Gerçek Hikâyesini Yazacağım
Ben size bir şey vaat ediyorum:
Ankara’yı Ankara gibi anlatacağım.
Sadece alt geçit, üst geçit haberi yok.
Mahallenin delisi, muhtarlık kavgası, meclis dedikodusu, kulis arkası, ihale söylentisi, hepsi burada olacak.
Hadi bakalım Ankaralı hemşehrim…
Simidini al, çayını koy, beni oku.
Okudukça güleceksin, güldükçe düşüneceksin.
Burada boş yok!
Ankara’da Laf Bitmez
Bugün açılışı yaptık.
Yarın sabah yeni dedikodu, yeni kulis, yeni öykü benden.
Ne diyeyim; laf Ankara’da, söz bende, kulak sende.
Kal sağlıcakla!
Tarık Yılmaz Ankara’da…




