Çamlık Ankara

Tarık Yılmaz Ankara’yı Yazıyor: Lezzet gerçekte gizli, paylaşımda değil

Artık her pazar günü, Ankara'nın sokaklarında başlayan, semt semt yayılan o gerçek lezzetleri kaleme alacağım.

Abone Ol

Ama baştan söyleyeyim:

Sosyal medyada övülen her mekan lezzetli değil, herkesin ballandıra ballandıra anlattığı her tabak da damakta tat bırakmıyor. Filtrelenmiş tabak görsellerinin arkasında çoğu zaman lezzetsiz, özensiz, samimiyetsiz işler var. Benim yolculuğum böyle olmayacak.

Ben Tarık Yılmaz.

Her gittiğim mekanda işletme sahibiyle fotoğraf paylaşmayacağım, garsona yazı yazdığımı söylemeyeceğim, bana özel hazırlanmış tabaklar da gelmeyecek.

Ne yiyorsam onu anlatacağım.

Gerçek bir gurme gibi, ama aynı zamanda vicdanlı bir denetçi gibi…

Mekanlar da bilsin, okurlar da:

Hiçbir yeri yazmadan önce gidip oturacağım, sessizce sipariş vereceğim, hesabımı ödeyeceğim ve sonra kalemime dökeceğim.

Bugün Ankara'nın iki farklı ucuna, ardından da tarih kokan bir konağa uğrayalım…

Aykut Usta – Eskişehir Yolu 12. km, Kartallar Shell içi

Burası tabelasından çok lezzetiyle konuşan bir yer.

Bir aile işletmesi.

Ama öyle sıradan değil; yemeğin içine sevgisini katan bir ailenin yeri.

Et şiş, köfte, tavuk, Adana kebap…

Hangi ürünü sipariş verirseniz verin, mangaldan tabağa gelen sadece et değil, aynı zamanda özen.

Dürümler öyle hazır yufkaya sarılıp aceleyle gelen türden değil.

Lavaş sıcak, içindeki et gerçek, baharat dengesi yerinde.

Yanında sunulan yeşillik, limon ve közlenmiş biberin uyumu da işin ruhunu tamamlıyor.

Açık havada, yol üstü bir dinlenme gibi…

Ama öyle sıradan bir moladan çok daha fazlası.

Mekanın en büyük avantajı: Açık hava keyfi ve dürüst mutfağı.

Hiçbir abartıya ihtiyaç duymadan, sadece bildiklerini yapan insanların mutfağı.

Ankaralıya da, şehir dışından geçene de tavsiyemdir.

Kebapçı Muzoo – Yayla Mah. 1525. Cd 2/BG Keçiören / Ankara

Bir lezzet noktası da Keçiören Ovacık’tan.

İsminden dolayı küçümseyen olursa büyük hata eder.

Küçük bir dükkandan büyük bir tat çıkar mı?

Çıkıyor.

Ben burada et dürüm sipariş ettim.

Zırhla çekilmiş Adana Kebabı’nın lezzeti ile ünlü olmasına rağmen et dürüm çocukluğumuzda kurban sonrası közde pişen etin lezzeti kadar özel ve kıvamlı dersem abartmış olmam.

Üzerine bir de o ateşte közlenmiş acı-tatlı biberler, taptaze ezme salatası ve masaya getirilen yeşillik tabağı eklenince; sıradan bir öğün değil, küçük bir şölen yaşanıyor.

Ezme salata kaşıkla yeniyor çünkü kıvamı çatala gelmez;

Bu, kötü hazırlanmışlıktan değil, ezmenin hakkını vererek doğranmasından kaynaklanıyor.

Çocukları da düşünmüşler.

Hamburger isteyen evlatlar da burada yüzlerini güldürecek bir şey bulabilir.

Mekan sadece kebap değil, sıcaklık da sunuyor.

Aileye açık, arkadaş meclisine uygun, yalnızlığıyla geleni de yormayan bir yer.

Bir de Pursaklar şubesi varmış, oraya henüz gitmedim. Gittiğimde yazacağım.

Kınacızade Konağı – Kaleiçi / Ankara

Burası başka bir dünya.

Ankara’nın kalbinde ama gürültüsünün dışında…

Konağın duvarları tarihten konuşuyor, menüsü ise damaktan.

Geleneksel Türk mutfağını yaşatmak gibi bir kaygısı yok, çünkü o zaten yaşanıyor burada.

Bu mekan "özlemle yemek" kavramının karşılığı olabilir.

Bahçesi yaz aylarında cennet gibi.

Bir taşın gölgesinde oturup, geçmişle geleceği bir tabakta buluşturmak gibi.

Lezzet sadece damakta değil, ruhta da hissediliyor.

Burayı yakın zamanda yeniden ziyaret edip, detaylı bir çekimle sosyal medyada paylaşacağım.

Ama siz beni beklemeden gidin, pişman olmazsınız.

Ankara’da lezzet her zaman tabelada değil, samimiyette gizlidir.

Ben de samimiyetin peşinden gideceğim.

Her pazar, lezzetin izini süreceğiz.

Filtreli paylaşımlara değil, gerçek deneyimlere kulak verin.

Çünkü Ankara hala yenilmeyi hak eden bir şehir.