Telli turnam niye yüksek uçarsın,
Avcılar elinden dara mı düştün,
Bizim ele uğramadan geçersin,
Bozuldu bağların hara mı düştün?
Size geçit vermez şu yüce dağlar,
Gıda vermez olur bahçeler bağlar,
Sürmeli gözlerin her zaman ağlar,
Bizim gibi ah-u zara mı düştün?
Turnam sen de bahtı karalı mısın,
Yoksa bir yerinden yaralı mısın,
Ciğerleri pare pareli misin,
Pervaneler gibi nara mı düştün?
Gece gündüz gökyüzünde gezersin,
Şahini mi gördün hile sezersin,
Diyardan diyara kanat süzersin,
Yoksa bir vefasız yare mi düştün?
Eşinden ayrılıp yolda mı kaldın,
Çare bulunmadık derde mi daldın,
Sevdaya mı düştün, aşık mı oldun,
Merhametsiz sitem kare mi düştün?
Acep konar mısın bizim çayıra,
Sevda çekenleri Mevla’m kayıra,
Yuvanda yavruyu kimler doyura,
Dağlar tipi boran kara mı düştün?
ZAMANÎ’yim senin gibi derdi çok,
Şu halini benden başka bilen yok,
Saplanır kalbine ateşten bir ok,
Canlı canlı bir mezara mı düştün?
ŞAİR ZAMANÎ