Haftanın ilk günü… İnsan yüreğine umutla başlamak ister.
Zor yıllar geçirdik; darbe girişimleri, ekonomik sabotajlar, depremler, ateş çemberine dönen coğrafyamız… Ama bugün hala dimdik ayaktaysak, bunda en büyük pay; milletin birliği, devletin kararlılığıdır.
Bugün artık “Terörsüz Türkiye” hayalini yüksek sesle dile getirebiliyoruz. Çünkü sınır ötesinde verilen mücadele, şehirlerimizde kurulan güvenlik zinciri, annelerin gözyaşlarını silmeye yönelik çabalar meyvesini vermeye başladı.
TERÖR VE KÜRT KAVRAMINI YAN YANA GETİRENLERE KARŞI
Terör, sadece dağda bir pusudan ibaret değildir. Batı’nın strateji masasında kurgulanan, Ortadoğu’daki figüranlara aktarılan, içerdeki hainlerle birleşen bir zincirdir. Bu zincirin halkalarını saymakla bitiremeyiz.
Ama en tehlikelisi; yıllardır bilinçli olarak işlenen “terör ile Kürt kavramlarını yan yana getirme” çabasıdır. Oysa bu ülkenin her vatandaşı eşit, her kimliği azizdir. Devlet aklı işte burada devreye giriyor. Silahlı mücadele şart, evet; ama gönül mücadelesi olmadan zafer eksik kalır.
MUSTAFA ŞEN’İN YOZGAT’TAN VERDİĞİ MESAJI İYİ DİNLEMELİ
Geçtiğimiz hafta Yozgat’a gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen’le çok özel bir röportajımız oldu.
İşte satır aralarından Çamlık TV mikrofonlarına yansıyanlar:
“Devlet teröristle pazarlık etmez. Sıfır pazarlık! Bizim tek şartımız, tek mücadelemiz terörsüz bir Türkiye içindir.”
Şen’in sözleri, yıllardır kulaklarımızda yankılanan sorulara cevap gibiydi. Müzakere mecliste yapılır, pazarlık teröristle değil milletle yapılır. Halkın beklentisi açıktır; çocuklarımızın mezar yerine okula gitmesi, silahların değil umutların gömülmesidir.
ANNELERİN DUALARI AYNI
Şen’in işaret ettiği gibi, Yozgat’ta oğlunun mezarında dua eden anneyle Diyarbakır’da dua eden annenin sözleri aynıdır. İkisi de Fatiha okur, ikisi de gözyaşını Rabbine döker. Bu milletin anneleri arasında fark yoktur. Yanlışlık birbirini vuran insanlar arasındadır.
“Artık anneler, babalar ağlamayacak. Silahlar gömülecek” cümlesi, sadece bir politik söz değil; vicdanımızın sesi olmalıdır.
DEVLET AKLI VE HUZURUN İNŞASI
Son yıllarda devlet aklıyla atılan adımlar, terörün zeminini daraltıyor. Ekonomiden kültüre, yatırımlardan sosyal barışa kadar çok yönlü hamleler yapılıyor. Çünkü terörle mücadele sadece silahla olmaz; gönüller kazanılmadan huzur inşa edilmez.
Yozgat gibi huzurun kıymetini bilen şehirler, bu sürecin simgesidir. Bozok Yaylası’nın vakur insanları, terörsüz bir Türkiye’nin mümkün olduğunu kalpten hissediyor.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE: İÇİ BOŞ BİR SÖYLEM DEĞİLDİR!
Neden terörsüz Türkiye olmasın?
Çünkü biz istiyoruz. Çünkü milletin ortak duası bu. Çünkü her şehit cenazesinde dalgalanan bayrak, aslında bize “birliğinizden ayrılmayın” diyor.
Bugün bir umudu dillendirmekten daha kıymetli bir şey yok. Terörsüz Türkiye, çocuklarımız için daha güvenli bir dünya, gençlerimiz için daha aydınlık yarın, yaşlılarımız için daha huzurlu bir ömür demektir.
Sevgili hemşehrilerim,
Haftanın ilk gününde bir kez daha hatırlatmak isterim: Bu milletin gücü, umudu diri tutmaktır. Devletin iradesi, terörle mücadelede pazarlıksız durmaktır. Annelerin duası ise, geriye kalan boşluğu doldurmaktır.
Evet, yol uzun, imtihan büyük. Ama artık bu soruyu yüksek sesle sorabiliyoruz: Neden terörsüz Türkiye olmasın?
Ve cevabını da yine biz veriyoruz: Olacak! Çünkü bu millet istiyor, devlet kararlı, tarih şahittir.
Hülasa, bizi içerde karıştırarak kendi ekseninde tutmak isteyenler karşı atılacak en can alıcı kurşun, bu milletin beraberliğinden başka bir şey değildir!