Toprağımızdan Bizi Kimler Kopardı?

Abone Ol

Çocukluğum köyde, kırsalda, toprak ve güneş arasında geçti.

Zaman zaman özgürlüğü tarif ederken elinde bir çoban değneği gözünün alabildiği dağlara yürüyeceksin hiçbir şey düşünmeden derim.

Bulutlara bakarak hayal kuran çocukluğun, topraktan uzak kalan bölümünde haliyle insan elinde çoban değneği kırlarda yürümeyi özgürlük görüyor.

Şu sıra biraz daha yakınım toprağa.

Ufuktan bağ bahçe işleri ile vakit buldukça uğraşmaya çalışıyorum.

Mayası toprak olan insanın o özden huzur bulmaması mümkün mü?

Yorgunluğu dahi huzur olarak yansıyor insana.

Unutturuyor toprağın kokusu. Ağrı, sızı yok mu, var elbette.

Keşke her şey hayatta kas ağrısı gibi olsa değil mi?

Toprak, emek verdiğinizde karşılıksız bırakmayan bir ana.

Bakıyorum doğduğum ve üzerinde yaşadığım şehrin topraklarına hiçbir zaman karşılıksız bırakmamış.

Hiçbir zaman arkasını dönmemiş.

Fitne yapmamış, nankörlük etmemiş, sırtını dönmemiş.

Peki ya biz?

Sürekli yalnızlaştırmışız, emek, alın teri denilen bereket kaynaklarını kesmişiz.

Ve toprağımız yozlaşmış.

Sanki bir el toprakla Yozgatlı arasına set örmüş.

Sanki bir el, ‘Ey Yozgatlı sen bu toprakta doymuyorsun senin yerin asgari ücret, 80 metre kare evden oluşan şehir mahkumiyeti’ demiş, Yozgatlı toprağını bırakıp gitmiş.

Sanki bir el, Türkiye’nin en fazla tarım arazisine sahip illerinden olan Yozgat’ın topraklarını yetmez etmiş.

Kadışehri Kabalı’da topraklar bereket saçarken, Şefaatli Karanlı Dere kurumuş.

Çayıralan’ın yeşil bağları boynunu bükerken, Sekili’nin Karpuzu tarlada kalmış.

Tahıl ambarı Yerköy’ün sarı biçer döverleri ülkenin bilmem nerelerine bereket hasat etmek için giderken ilçede buğday başakları kurumuş.

Manavlarda gramı altın kadar değerlenirken Kadışehri-Aydıncık-Çekerek ovalarında soğanlar hastalanır olmuş.

Hülasa biz toprağa sırtımızı dönmeye başladığımızdan beri, toprak da hüzün, toprakta yalnızlık, toprakta sahipsizlik.

Ve toprak bereketinden ayrı düştü.

Yaban otları sarmaya başladı. O otlar her geçen gün toprağın derinlerine kök salıyor.

Bizler gurbete kök salarken topraklarımıza kök salan yaban otları bereketi de alıp götürüyor bilinmeyen diyarlara.

Toprağımızdan bizi kimler kopardı sorusuna yanıt arıyordum uzun zamandır. Son günlerde toprağa biraz daha yakın olunca bu soruyu yüksek sesle dillendirdim ve gördüm ki biz toprağımızdan koptukça yok oluyoruz haberimiz yok!