Tozlu yollarda toz olmadan Yozgat diyebilmek!

Abone Ol

Haftanın ikinci günü… Kimileri için sıradan bir salı, kimileri için haftanın yükünün ağırlaştığı gün. Ama benim için her yeni gün, Yozgat adına kalemi oynatmak, söz söylemek için bir fırsat.
Yirmi dört yılın gazetecilik yolculuğu, tozlu yollar, yıpranmış ayakkabılar, kimi zaman paçalarıma yapışan çamurlar, kimi zaman yalnızlık, kimi zaman koca bir kalabalık… Ama hep aynı ilke, yüreği toza bulaştırmamak.
Bugün geriye dönüp bakıyorum; kaleme aldığım yüzlerce yazıda, haberlerde, köşe yazılarında kimi “siyasetin yanında” kimi “karşısında” gördü. Halbuki hep aynı yerde durdum, Yozgat’ın yanında.
Makamların gölgesine sığınmak, servetin cazibesine kapılmak en kolayıydı aslında.
Siyasetin rüzgarı kimi zaman arkamdan esti, kimi zaman karşımdan sert vurdu. Ama gönlümdeki pusula hep memleket sevdasına döndü. Biliyorum ki, bu şehre gerçekten gönül verenler, kalbin nerede attığını gayet iyi görüyor.
Ön yargılara rağmen nerede durduğuma gelince!
Siyaset üstü durmanın bedeli var elbette, taraf olmadan doğruyu en net hali ile ama Yozgatlılık saflığı ile söyleyebilmenin bedelinden bahsediyorum. Bana bazen yaftalar vururlar, ön yargılar örerler. Bazen de bir kutunun içine hapsetmek istediler. Ama memleket aşkı, kutulara sığmaz, asıl onlar hapsolurlar kumdan kaleler içinde, başlarının nerede olduğunu anlamazdan gelirler.
Bu şehirde ekmeğini bölüştüğüm, çayını içtiğim, derdini dinlediğim insanlar, kalemin niyetini biliyor. Onlar için yazmak, onlar için yorulmak, onlar için bazen mücadele vermek; işte gazeteciliğin bana yüklediği en büyük sorumluluk ve vebaldir.
Bu dünyada en büyük dileğin nedir diye sorsalar cevabım ilk günkü gibi nettir; bu zorlu yolculukta ayakkabılarım ne kadar tozlanırsa tozlansın, yüreğimin toza bulanmayışı. Çünkü gazeteci, halkın gözünde güven demektir. O güveni kaybettiğinde, yazdığı her kelime bir boşluktan ibaret olur.
İşte bu yüzden, tozlu yollar bana hiç ağır gelmedi. Çünkü o yolların sonunda tertemiz bir yürekle hemşehrilerime bakabiliyorum.
Sevgili hemşehrilerim,
Bir gün bu kalem elimden düşecek. Ama düşmeden önce tek dileğim, Yozgat adına doğruyu, güzeli, faydalıyı yazabilmek. Bu şehir için kavgasız ama samimi bir dil kurabilmek.
Çünkü ben inanıyorum ki, memleket aşkı siyasetin üstündedir, ötesindedir. Ve o aşk, bir avuç yüreğe sığar da koskoca şehre ışık olur.