Boğazlıyan’ın Gürden Köyü’nde doğup dünya arenasında adını altın harflerle yazdıran Celal Atik, olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonluklarıyla Türk güreşinin efsaneleri arasında yer alıyor. Hem sporcu hem de antrenör kimliğiyle bir ekol olan Atik, Türk güreş tarihinin en parlak isimlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor.
Türk spor tarihinin en saygın isimleri arasında bulunan Celal Atik, 1918 yılında Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesine bağlı Gürden Köyü’nde dünyaya geldi. Henüz genç yaşlarda keşfedilen güreş yeteneği, onun hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada efsaneleşmesini sağladı. Çalışkanlığı, disiplinli yapısı ve üstün teknik becerileri sayesinde dönemin spor otoriteleri tarafından erken fark edilen Atik, milli mayo ile çıktığı minderde kısa sürede tüm dünyanın dikkatini çeken bir güreş yıldızına dönüştü.
Londra’da Tarihe Geçen Olimpiyat Zaferi
Celal Atik’i ölümsüzleştiren en önemli başarılardan biri ise kuşkusuz 1948 Londra Olimpiyatları’nda geldi. Serbest stil güreşte mindere çıkan milli pehlivan, rakip tanımayan performansı ile altın madalyaya uzandı. Bu büyük galibiyet, Türkiye’nin olimpiyat tarihinde güreşteki üstünlüğünü bir kez daha dünyaya kanıtlarken, Atik’in ismini de uluslararası spor literatürüne taşıdı.
Atik’in o dönemde sergilediği hızlı, çevik ve teknik güreş tarzı, uzmanlar tarafından adeta ders niteliğinde değerlendirilirken kendisine “Anadolu’dan çıkan büyük şampiyon” unvanı yakıştırıldı.
Dünya Ve Avrupa Arenasında Yenilmez Güreşçi
Celal Atik’in kariyeri yalnızca bir olimpiyat zaferiyle sınırlı kalmadı. Dünya şampiyonalarında iki kez zirveye çıkarak Türkiye’ye büyük gurur yaşatan milli güreşçi, Avrupa Şampiyonası’nda da dört kez altın madalya kazandı.
Bu başarıların yanında uluslararası turnuvalarda elde ettiği sayısız birincilik, Atik’i döneminin en korkulan ve en saygı duyulan sporcularından biri haline getirdi. Spor camiasında, tekniğiyle rakiplerini adeta çözerek yenen Atik için “Kuvvette Celal, teknikte Nasuh” sözü sıkça dile getirildi ve güreş kültüründe yerini aldı.
Milli Takımda Bir Ekol
Aktif spor hayatını noktaladıktan sonra tecrübesini genç nesillere aktarmayı seçen Celal Atik, uzun yıllar Milli Güreş Takımı’nın başantrenörlüğünü üstlendi. Onun yönetimindeki milli takım, birçok uluslararası başarıya imza attı ve Türk güreşinin altın dönemini yaşadı. Atik’in yetiştirdiği sporcular hem Türkiye’de hem de dünyada önemli dereceler elde ederek hocasının açtığı yolu sürdürdü.
27 Nisan 1979’da hayata veda eden Celal Atik’in adı, bugün Türkiye’nin birçok spor salonunda, okulunda ve düzenlenen turnuvalarda yaşatılıyor. Boğazlıyan’ın dünya çapında yetiştirdiği en büyük sporculardan biri olarak kabul edilen Atik, yeni nesillere ilham veren bir rol model olmayı sürdürüyor.
Türk güreşine damgasını vuran, disiplinin ve azmin simgesi olan Celal Atik’in mirası, Türkiye’nin spor tarihinde gururla anılmaya devam ediyor.