Yassah be amca…

Abone Ol

Hayatımızın değişim ve acayip bir dönüşüm yaşadığı süreçleri yaşıyoruz.
İnsanlığın ruh dünyası ile birlikte boyutlar aldığı süreç.
Rüya gibi ama değil, kabus deseniz bundan kötüsü kıyamet mi olur acaba?
Bunca deli soru ve akıl tutulması yaşadığımız bir süreçte bir amansız hastalığın pençesinde yaşamaya çalışıyoruz.
Kimimiz olabildiğince pür dikkat hastalığı takip ediyor, önlem alıyor,
Kimimiz ise, olabildiğince rahat.
Bu rahatlığın faturası çok ağır olmasına rağmen çok da dikkat çekmiyor.
Önceki gün belediye otobüsündeyim.
Sağdan 4’üncü sırada yerimi almış biraz Yozgat’ı biraz da aynı yolda devam ettiğim insanları izliyor, takip ediyorum.
Ön kapı açıldı, yaşlı bir amca önden girdi, teyze arkasında.
Kaptandan gür bir ses, ‘Kaç yaşındasın amcaaa’,
Yaşlı adam, ’65…’
Ve şoförden son söz; ‘O halde size yassak ineceksin otobüsten…’
O yaşlı adam ve eşi sizce yassah yanıtının ardından evlerine mi döndüler.
Hiç zannetmiyorum, mecburen onca yolu yürümek zorunda kaldılar. Taksi çağırmış olmaları çok zayıf bir ihtimal.
O insanların yaşadığı durum, ortaya çıkan sahne, diyaloglar hiç de insan dünyasına uygun bir ahvalde değildi.
Yürek burkan bu durumun sebebi ne?
Daha yürek burkan bir durumdan korumak için!
Hastalanıp, ölümle yüz yüze gelmesinler. O acıyı, çileyi, zorlukları yaşamasınlar.
Aylardır bu insanları evlerinde mahkum ediyoruz, aylardır nefes alamıyorlar.
Koronaya yakalanmadılar ancak yaşın neden olduğu pek ok hastalığa hareketsizlik yüzünden zaten yakalandılar.
Kimi kalp, kimi şeker-tansiyon kimi bilmem ne?
Dünya bu denli sıkışmış, nefes alamaz duruma gelmişken çarşıda, pazarda, hayatın farklı evrelerinde maalesef kurallara uymayan hatta korona hastalığına inanmayan, aşıyı kabul etmeyen insanlar var!
Şaka gibi…
Ama gerçek!
Ne olur bundan sonrası, insanlığımız adına umutluyum ama insanlığı kabul etmemekte ayak direyenler adına umudum yok vesselam.