Tarık Yılmaz’ın hazırlayıp sunduğu Yozgat Gündemi programı dünyanın ve Türkiye’nin her tarafından konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Yılmaz’ın bu seferki konuğu yavru vatandan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden oldu. Programa telefonla bağlanan Lefkoşa Milletvekili, YDP Genel Sekreteri Bertan Zaroğlu, Kapalı Maraş ile ilgili bilgiler verdi ve “Maraş bize yüce Türk Milleti’nin yadigarı yani ecdadımızın yadigarıdır. Bunun için de mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

GÖNÜL KÖPRÜSÜ

Zaroğlu, bu tür programların anavatan Türkiye ile yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında köprüler kurduğunu belirterek, “Gönül köprüsünü kurduğunuz için teşekkür ediyorum. Can bağımız, kan bağımız çok önemli. Bu tür programlar sayesinde anavatanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin konuşulmasını önemli buluyorum” şeklinde konuştu.

2016’DA KURDUK

Zaroğlu, 2016 yılında Yeniden Doğuş Partisi’ni kurduklarını söyledi. Yaklaşık 3 yıldır da milletvekilliği yaptığını dile getiren Zaroğlu, “Anavatan ile bir köprü vazifesinde hareket eden bir siyasi partinin neferi olduğumuz gibi, yüce Türk milletinin kapısının da kuluyuz diye kendimizi tanımlayabiliriz” şeklinde konuştu.

MARAŞ MESELESİ

Kapalı Maraş konusunun önemine değinen Zaroğlu, “Kapalı Maraş adadaki ecdadın bize mirasıdır. Bu bölge 4 bin 500 dönüm civarındadır. Geçmişte ecdat Lala Mustafa Paşa’nın ve Abdullah Paşa’nın üç vakfa aittir. Bu araziler 300 yıl boyunca vakıf arazisi olarak kullanılmıştır ve yüce Türk Milleti’nindir. Orada camilerimiz, türbelerimiz vardır. Ancak İngiliz idaresi vardı bir dönem. O dönemde bu araziler hukuka aykırı bir şekilde Rumların ve kiliselerin üzerine geçirildi. Vakıflarımızda tüm senetleri ile olan belgeli bir şekilde dünyaya ilan ettiğimiz bir konu. Biliyorsunuz bölünmüş bir adada yaşıyoruz. BM güvenlik konseyinin de 1984 tarihinde bir karar vardır. Maraş’ın kendi sakinleri dışında insanların yerleştirilmesinin kabul görmediklerini ilan ederler. Tabi bunun yanında bizler yüce Türk milletinin milli menfaatlerimizin her zaman arkasında olan insanlar olarak BM kararlarının Allah’ın emri olmadığını, bir ayet olmadığını ifade ederek, Türk Milleti’nin bu mallarına sahip çıkıyoruz. 46 yıldır kapalı olan Maraş bölgesinin bir bölümünü de halkın kullanımına açtık. Yani itirazlara rağmen. Bunun bizim hakkımız olduğu düşüncesiyle ve uluslararası hukuk açısından bir sıkıntı tesis etmediğini düşünerek bunun kullanıma açılmasını sağladık” dedi.

DAHA BÜYÜK ADIMLAR ATILACAK

“Açılan yerler sahiller caddeler ve kıyı bölgesinin bir bölümüydü” diyen Zaroğlu, “Bu atılmış olan küçük bir adımdı. Biliyorsunuz Maraş bölgesi, bir dönem Hollywood yıldızlarının da uğrak yeriydi. Gözde bir tatil yöreydi. Bu bölge adayı ikiye ayıran yeşil hat tüzüğü denen bir tüzük ile tampon bölge olarak konumlanıyordu. Ancak 46 yıldır bunun bir hayalet şehir olarak kalması kabul edilebilir değildi. Bunu YDP olarak 2018 yılında girdiğimiz seçim öncesinde partimizin manifestosuna koyan kişileriz bizler. Yıllarca müzakerelerde pazarlık konusu oldu. Tüm Maraş’ın açılma girişimlerini sonuçsuz bırakan her zaman Rum tarafı oldu. Evet diyen Trük tarafı iken hayır diyen Rum tarafı oldu. Bizler de o dönemde yoğun bir bakanlar kurulu toplantısıyla Maraş’ın açılmasına ilk adım atıldı. O adımla da uluslararası uzman ekipler gerekli çalışmaları yapmaya başladı. Şu anda Maraş’ın bir bölümü kullanıma açıldı. Oradaki malların, evlerin, iş yerlerinin açılmasının da vakti geldi. Oranın bir hayalet şehir olmasını da istemiyoruz. Eski kullanıcılarının kullanımına açabileceğimizi, 1974 öncesi hak sahiplerinin haklarına halel gelmemesi için ve uluslararası hukuk paralelinde oranın ikinci adımını atacağız. Burası inanılmaz derece büyük bir ekonomik değer katacaktır. 4-6 milyar dolar arasında para akışının olacağı tahin ediliyor. Ecdat ’tan bize yadigardır. Türkiye Cumhuriyeti ve buradaki siyasilerimizin de çalışmaları ile burayı etap etap kazandırmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

TANINMASI ÖNEMLİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dünyada tanınmasının önemine değinen Zaroğlu, “KKTC’nin dünyada tanınması bizim gibi düşünen insanlar için elzemdir. Bununla ilgili tüm girişimlerin yapılması gerekir. Bunun için birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesi gerekir. Tabi bunun için kardeş ve dost ülke can Azerbaycan’ın Ermenistan ile olan ihtilafında her zaman destek olan ve en büyük katkıyı koyan Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmuştur. Bu da bir kez daha göstermiştir ki Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Her zaman belirtmişimdir ki Filistin’in en büyük sorunu bir anavatanının olmayışındandır. Bizler Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti olarak çok şanslı bir konumdayız. Bu nedenle Türk Dünyası’na bu konuda çok büyük işler düşmektedir. Acil olarak somut adımların atılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

Muhabir: Haber Merkezi