Adıgözel, Mirabal Kardeşler’in anısına ilan edilen bu özel günün, gerçek anlamından uzaklaştırılarak toplumda sadece “bir günlük farkındalık” etkinliği gibi görüldüğünü dile getirdi.

Yozgat Belediye Başkanı Kazım Arslan’dan Abide İşhanı açıklaması: En mantıklısı yıkmak!
Yozgat Belediye Başkanı Kazım Arslan’dan Abide İşhanı açıklaması: En mantıklısı yıkmak!
İçeriği Görüntüle

Adıgözel’e göre kadınlar; fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddete maruz kalmaya devam ederken, 25 Kasım çoğu zaman üstünkörü açıklamalarla geçiştiriliyor. “Bu gün, artık yalnızca pankart açma ve sembolik mesaj verme günü olmaktan çıkmalı; yüzleşme ve dönüşüm günü olmalıdır” dedi.

“Göstermelik Tedbirler Artık İşlevini Yitirdi”

Açıklamasında 6284 Sayılı Kanun’a da dikkat çeken Süleyman Adıgözel, kağıt üzerinde ilerici görünen bu yasanın uygulamada ciddi sorunlarla karşılaştığını söyledi. Polis, savcı ve yargı üçgeninde yaşanan gecikmelerin, kadının güvenliğini tehlikeye attığını belirten Adıgözel: “Kadınlar şikayetlerini ilettiğinde çoğu zaman ciddiye alınmıyor, koruma kararları gecikiyor, kanıt yükü kadına yükleniyor. 6284, kağıt üzerinde duruyor ama sahada kadın için bir güvence olmaktan çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Süleyman Adıgözel (1)-12

“Kadının Beyanı Esastır” İlkesinin Zayıflatılması

Adıgözel, özellikle cinsel şiddet vakalarında kritik önem taşıyan “kadının beyanı esastır” ilkesinin de giderek aşındırıldığını söyledi. Kadınların sadece şiddeti kanıtlamak zorunda kalmadığını, aynı zamanda “iyi mağdur” olduklarını da ispat etmeye zorlandığını vurguladı.

“Toplumsal Vicdan İkiyüzlü Davranıyor”

Adıgözel, toplumdaki yanlış reflekslere de dikkat çekti. Şiddet vakalarında “aile yıkılmasın”, “çocuklar babasız kalmasın” gibi sözde iyi niyetli söylemlerin, kadının yaşadığı şiddetin üstünün örtülmesine neden olduğunu belirtti. Bu yaklaşımın şiddetin devamlılığını beslediğini ifade etti.

Erkeklik Rollerinin Krizi

Geleneksel erkeklik rollerinin şiddeti tetiklediğini kaydeden Adıgözel, sahiplenme, kontrol ve güç arzusunun erkekleri şiddete yönelten en büyük etkenlerden biri olduğunu söyledi.

Süleyman Adıgözel (2)-4

“Mücadele Sözde Değil; Yapısal ve Politik Olmalıdır”

Adıgözel, 25 Kasım’ın yalnızca sembolik mesajlarla geçiştirilmesinin yeterli olmadığını; eğitimden hukuka, toplumsal algıdan uygulamaya kadar köklü değişime ihtiyaç olduğunu belirtti.

Eğitim sisteminde toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin zorunlu olması gerektiğini söyleyen Adıgözel, çocukluktan itibaren şiddetin ve eşitsizliğin kabul edilemez olduğunun öğretilmesi gerektiğini vurguladı. “Kadınların çığlıklarını duymazdan gelen her yaklaşım, sistemin çöküşünü gösterir. Şiddet politiktir; mücadele de politik olmak zorundadır.” ifadeleriyle açıklamasını tamamladı.

Muhabir: Haber Merkezi