Güneşli bir günde, Yozgat’ın Yerköy ilçesinde, insanı sokaklara taşmış; kimisi alışverişte, kimisi sohbetin koyuluğunda. Ortadaki küçük kulübenin ardında bir bando çalıyor. “Hafız’ın kulübesi” derdi o yıllarda herkes; ayakkabılar orada onarılır, hayat orada konuşulurdu.
O gün bayram değildi belki ama Yerköy bayramı yaşar gibiydi. Kadınlar başörtülerini düzelterek pazara koşuyor, çocuklar ellerinde şekerlerle kalabalığa karışıyordu.
Dönemin sıcaklığını hissediyoruz
Fotoğrafın içindeki bir çocuk -o yıllarda Yerköy Ortaokulu’na giden bir öğrenci- sabah evinin önünden geçip o kalabalığın içinden okuluna yürümüştü. Şimdi yıllar sonra, o anı hatırlarken şöyle diyor: Bugün bu siyah beyaz kareye baktığımızda, sadece bir fotoğraf değil, bir dönemin sıcaklığını hissediyoruz. O günkü insanlar, o sokaklar, o kulübe… Hepsi Yerköy’ün belleğinde bir tebessüm gibi duruyor. Belki de bu yüzden her kare, geçmişten bugüne bir davet gibidir: “Gel, bir anlığına dur… O eski Yerköy’ün sesini bir kez daha duy.”