Yozgat Denilince Aklınıza Kim Geliyor..

Abone Ol

“Yozgat denilince aklınıza kim geliyor.” diye bir anket yapalım. Hep samimiyeti sıfır, icraatı kısır renkli simaların ön plana çıkacağı aşikar. Bir soruda şu olsun; “Bu şehirde garibin-gûrebanın elini kim tutar, sofrasına kim ekmek kor, açın-açığın Hızır Acil Servisi Kim” derseniz bu sefer karşınıza sadece Zafer ÖZIŞIK çıkar. Yani memlekete kim aşık, hemşehrilerine kim sadık, kimin yüreği samimi denklemlerinin tek cevabıdır Zafer ÖZIŞIK…

Güzel insanlar.. Bendeniz tarih-kültür programları, sunuculuk, moderatörlük ve administratörlük misyonlarıyla sayısız ülke, şehir ve ortama iştirak ettim. Akademik, bürokratik, sanatçı, teknokrat hiçbir vasfım yok ama Allah’ın bir lütfu olsa gerek, birçok görevlerde ve gönüllerde yer bulup ölümsüz dostluklar kazandım. Konar-göçer kabileler, etnisite aşiretler, makamlı-mevkiili ekabirler, ünlü-ünsüz profiller, avantajlı-dejavantajlı gruplar vs. farklı farklı fertler, kurullar ve kurumlarla gitmediğimiz yer kalmadı sanki.

Tabiiki onca farklı insan ve ortam görüncede edinilen her birikim, tecrübe haneme kıdem olarak yansırken, iyi-kötü, doğru-yanlış kalite ve karakterlerin tespitindeki yanılgı payımıda bir o kadar azaltıyor.

Özlemimden kaynaklı ki; Yozgatımızın iş, isdihdam, ilmi ve iktisadi hayatı, aktüel-kültürel döngüsü, değişim-gelişim normları, üretim-tüketim verileri ve hatta hava durumundan sanitasyon istatistiklerinece hepsini takip eder, ticaret, bürokrasi ve siyasetini yönlendiren birçok aktörünü tanırım. İlimizin kaderini ve kulvarını belirleyen güzergahta reklamı ve icraatı hemşehrilerimiz aleyhine orantısız renkli kimliklerin objektif kriterlerden uzak anti analitik projeleriyle vaad skalalarındaki statiklik yıllardır patinaj yaparken, şehre iş-aş veren, açın-açığın imdadına yetişen, canfedakar hamileri ve babacan abilerinin vefalı emekleri, şovmen ve yapışkan umut tacirlerinin gölgesinde sürekli perdelenir.

Hep derim. Ben gerçek bir Müslümanın oğluyum diye. Rahmetli Babam İhsan ÇAKIR özü-sözü bir, aşırı misafirperver ve çok cömert bir hanedandı. Elinde olana yok dediğini hatırlamadığım gibi, misafirsiz soframızın olduğunuda görmedim. Sıradan bir köylüydü ama o toprak damlı bereket dolu evimize her mağdurun, müşkülün duasını yağdırırdı. Düğün alayı gelse, ordular konaklasa ağırlamaya kalkışır, koyunu-kuzusu, parası-puluyla ölçüp-biçip aksatmadan heryıl zekatını verirdi. Yav binlercesi vardır ama saatlerce namaz kılan, camilerde, ekranlarda, orda-burda ağlayarak vaaz eden hacılar-hocalar dahil ben Babamdan başka zekat verene rastlamadım. Sorsan “Sağ elin verdiğini sol el görmemeli” deyip akıllarınca kamufuleye çekilirler. Her ibadetin gizlisi makbul denildiği halde neden ulu orta namaz kılarlar, naklen Hac’ca giderler, açıktan fitre verir, Kelime-i Şehadet getirir, orucunu vurgularlar da zekatın yanına bile kimse yaklaşmaz.? Hadi samimiyseniz onuda açıktan verinde görelim. Hem sosyal tamiratlar gerçekleşir, hem bu gönül güzelliği hepimize örnek olur dahada yaygınlaşır değilmi.?

Rahmetli Babam İmanı, insafı, ikramı, irfanı ve İslamı şu vurgusuyla tarif ederdi; “Ben Nisabı-mikabı anlamam, 40 lokmada bir lokma dahil her varlığın 40’ta birinin zekat olduğunu bilirim. Fakir-fukara bile zekat vermeli. İslamın en önemli şartı, inançtaki samimiyetin en gerçek göstergesi kesinlikle zekattır. Diğerlerini zaten herkes yapar, zekat vermeyip hâlâ dinden bahseden artniyetli fırıldaklar hem taklacıdır, hem takiyyecidir, onlara asla Müslüman denilmez ve dinlenilmez.” Derdi.

Adını ve gönlünü hep güzel yerlerde ve güzel insanların dualarında duyduğum Zafer ÖZIŞIK abimiz işte tam Babamın tarif ettiği kriterlerde tam bir Müslüman. Ailesinden gelen köklü asaleti, cömert gönlü, helal mülkü, derya ilmi, samimi ibadeti ve ilahiyatıyla fazilet sahibi gerçek bir hayırsever.

Oğlum Özgün Orhun ÇAKIR diyor ki; “Dedemi tanıyanlar onun gibi eli açık, ondan başka zekat veren görmedik derler. Ben Zafer ÖZIŞIK amcanın eşsiz erdemlerini ilk duyduğumda İhsan Dedemin kardeşi zannederek sevdim. Biz hep yardım adı altında siyasi, ticari, sosyal statü hedeflerinde reklam amaçlı dolaşan şovmenleri izlermişiz. Kur’an ve İslam ahlakıyla onurlanmış böyle değerlerin izzet, ikram, insaf ve irfanını onlara yönelen çok samimi dûalardan öğreniyoruz. İhsan Dedeminde, Zafer Amcanında asaletleri ailelerinden geliyor. Onur-gurur incitmeden, hep gizli ve gönülden, gerçek ihtiyaç sahiplerini isabetle tespit edip, cömert ve şahsiyetli ikmaller sağlamış bu asilzadeler sahavetleriyle birçok sefaleti izole etmişler. Helede Zafet Amca dûalardan beslenen bereketli imkanlarıyla koca Yozgat’a hem abi hem hâmi konumunda. İşte ben buna şaşıyorum, bu fazileti yüce değerimiz dururken Yozgat denildiğinde neden hep renkli şovmenlerden bahsedilir.” Diyor.

Bakın tüm Yozgatlıların vefalı emekleri, eserleri ve erdemlerinden nasiplendiği bu güzel insanı görgü, bilgi ve hanımefendilik abidesi Sibel YILDIRIM Hocam nasıl anlatıyor; “Zafer ÖZIŞIK sahibi olduğu tüm işletmelerinde fertleri mağduriyet önceliğine göre kategorize edip istihdam eder, edemediklerine iaşe, ibade ve iane sağlar. Tüm hasarlı gönülleri ve engellileri Allah’ın emaneti bilip hepsine baba olur. Onun fedakar vefası ve hamiyyetperver himayesi inanın Evliyalara has bir özellik. Ben Ondaki Tuna Nehri gibi merhamet akan yüreği tarifte güçlük çekiyorum.” Diyordu.

Benim gönlümde Yozgat’ın Kültür Bakanı, nezaket ve zarafet abidesi tanıtım elçimiz Sezen YILDIRIM Hanım ise Zafer ÖZIŞIK’ı şöyle anlatıyor; “Bu şehre sağladığı iş, istihdam, imkan, irfan ve ikramlarıyla yüzlerce ailenin onurunu kurtarıp dualarına merkez olurken, önlediği göç, sağladığı katkı, ürettiği emek, eser ve erdemleri Yozgat’ın yüzünü heryerde ak ediyor. Zafer ÖZIŞIK kalemlerin, kitapların, sohbetlerin tarif edemeyeceği bir gönül, kimsenin anlatamayacağı bir yürek, Hakkın bahşettiğini, halkla paylaşan cömert bir el, ilahi asalet, kutsi adalet, irfani bir azamet.” Diyor.

Alın size iki soruluk bir anket. Yıllardır umut dolu konuşan, koşturup coşturan, vaadleriyle heyecanlandırıp, patinajlarıyla ihtiyarlatan, göstermelik ağlayıp, gerçek ağlatan, bahaneleriyle oyalayıp, oyalarken kazanan, kazanınca uzaklaşan renkli şovmenlerimizin gölgesindeki Gerçek Emektarı ve Fedakarı görebiliyormusunuz. Münih’e götüreceğim deyip, İstanbul’da indiren bürokratların, siyasilerin ve avanelerinin peşlerinde hâlâ yorulmadıkmı?.

Mağrurlarımızın umursamadığı binlerce mağdurumuzun ve tüm biçarelerin sığındığı tek liman, çaldığı kapı, inandığı dost, güvendiği büyük, kalplerindeki inci, dua ettikleri Hızır birtek Zafer ÖZIŞIK. Garibin-gûrebanın, fakirin-fukaranın, delinin-velinin arif hâmisi, babası bu güzel insana Allah nimetlerini taşırırcasına versin. Çünkü O bu fani dünyanın en şefkatli eli, en yüce gönlü, en açık sofrası, en paylaşımcı hanesi. Yetki sahipleri umut verip aç bekletirken, O dost elini mağdur omuzlara koyup, ekmek verip dert bölüşüyor.

Zafer ÖZIŞIK abimizi tüm güzel gönüllere birleşme noktası yapıp, kelimelere sığdıramadığım en eşsiz erdemiyse, bütün işletmelerine atadığı genel müdürleri, CEO’ları, koordinatörleri, alan yöneticileri ve yetkilileri kimsenin umursamadığı, herkesin itip, görmezden geldiği hasarlı gönüllerden teşkil oluşu. Kendi ailelerinin dahi tahammül sınırlarını zorlayan bu bakıma muhtaç emanetler birtek gelip ona sığınıyor, ona yük oluyor, onun işletmelerinde sosyalleşip zaman geçiriyor, sevgi-saygı görüyor, korunuyor, duyuluyor, doyuyor, giyiniyor, onun gönlünde huzur ve itibar buluyor.

İşte bu güzel insanın bu ilahi erdemleri her sunumuma konu, her tarifime örnek, her gururuma ortak. Memleketimizin en büyük aşığı, en babacan gönlü, en cömert eli ve en gerçek hayırseveri olduğunu artık bilmeyen yok. Tüm güzel gönüllerin baştacı yapıp, samimi dualarına ortak ettiği bu kutsi şahsiyete sağlık, mutluluk, bereket ve başarılarla dolu güzel bir ömür diliyorum.