Akgül, İstanbul’un fethinin bir çağın kapanıp yeni bir çağın açıldığı tarih olduğunu vurguladı.
Akgül, “Tarih 29 Mayıs 1453… Bir çağ kapanıyor, bir çağ açılıyordu. Fatih Sultan Mehmed Han’ın azmi, inancı ve dehası; Türk milletinin kudretiyle birleşerek, asırlardır hayali kurulan fethi gerçeğe dönüştürdü. İstanbul, yalnızca bir şehir değil; medeniyetin, kültürün ve imanın başkentidir” dedi.
Fetih kavramının sadece surların yıkılması anlamına gelmediğine dikkat çeken Akgül, “Fetih, gönüllerin kazanılmasıdır. Bu büyük zafer, Türk-İslam aleminin dünya sahnesindeki sarsılmaz iradesinin nişanıdır. Fatih Sultan Mehmed, daha 21 yaşında bir cihan sultanı olurken, arkasındaki milletin duası, ordusunun yiğitliği ve iman gücüyle yürüdü. O sadece İstanbul’u fethetmedi, aynı zamanda bir medeniyetin kapılarını araladı” ifadelerini kullandı.
Akgül, gençlere de seslenerek, “Ey Türk genci! Bugün senin omuzlarında yükselen her değer, o fethin mirasıdır. O fetih; inançla yoğrulmuş, ülküyle taşlanmış bir zaferdir. Ülkücü gençlik, bu şanlı mirasın bekçisidir. Her birimiz, Fatih’in torunları olarak; ilimle, irfanla, inançla bu kutlu geçmişe layık olma mücadelesindeyiz” dedi.
İstanbul’un Fethi’nin sadece geçmişte kalan bir zafer olmadığını, aynı zamanda bugüne ve geleceğe ışık tutan bir ülkü olduğunu belirten Akgül, “Bir çağ açmak için yalnızca kılıç yetmez; yürek, sabır ve inanç gerekir. Bugün de yarın da bu ruhla çalışacağız, bu azimle yürüyeceğiz” diye konuştu.
Akgül son olarak, “Ne mutlu bu şanlı tarihe sahip çıkanlara! Ne mutlu fethin izinden gidenlere! ‘Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul’u!’ diyen ruh bugün de içimizdedir” diyerek sözlerini tamamladı.
