Peki “Ne Gerek Var?” diyenlerin amacı ne, sorusu ile başlasak mevzua.
Peki Yozgatlı Gazeteci Ahmet Hakan’ın CNN’deki canlı yayınında kulağına ‘Yozgat’ta havalimanına ne gerek var’ diye fısıldayan zihniyetin amacı ne? Yozgat’ın iç sesini mi duydu yoksa.
Hadi önce şu ezber cümleyi kenara yazalım: “Çorum istemiyor da Yozgatlı’ya ne oluyor?”
Asıl mesele tam da burada düğümleniyor.
Efendim, mevzuya kısadan gireyim…
AK Parti iktidarı hizmet politikasını ilk yıllarında “Acil Eylem Planı” ile başlattığında, Yozgat’ta önce evdeki dağınıklık toparlandı. Yıllarca yarım bırakılmış doğumevi bitti, rehabilitasyon merkezi tamamlandı, okul binaları yapıldı, duble yollarla şehir nefes aldı. Yani temel ihtiyaçlar giderildi, eksikler tamamlandı, sonra yeni yatırımların kapısı aralandı.
Sonra geldi TOKİ’ler…
Yozgat’ı evsizlik hastalığından kurtaran reçete oldu. Kaç etap yapıldı sayamadık, ilçelerde etaplar etapları kovaladı, yetmedi hala ihtiyaç bitmedi.
O zaman da soruyorduk:
“TOKİ’ye ne gerek var?”
Sonra ev sahibi olunca sustuk. İtiraf edelim, hastalık zihniyetteydi.
Daha bunun şaşkınlığı geçmeden Yüksek Hızlı Tren hayali çıktı karşımıza. “Ankara’ya 50 dakikada gideceksiniz” dediler, Yozgatlı’nın ağzına bal çaldılar.
Tam o balın tadı dilimizdeyken bir de Havalimanı dediler.
“Ula bu da neydi?” demeye kalmadan temeli atıldı.
Ve yine aynı refleks, aynı hastalık, aynı içsel tutukluk:
“Havalimanına ne gerek var?”
Bakın, bu cümleyi Çorum dese anlarım.
Sivas dese anlarım.
Başka şehir dese yine anlarım.
Ama Yozgatlı’nın kendisi söyleyince işte orada mesele başka bir şeye dönüşüyor.
CNN Türk’teki canlı yayında Ahmet Hakan’ın Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’na yönelttiği o soru…
“Yozgat’a havalimanına ne gerek var?”
Esprili başladı ama cevap çok ciddi geldi.
Bakan dedi ki: Hatay depremine bakın.
Havalimanları afet anlarında hayat kurtaran lojistik merkezidir. Tahliye, yardım, müdahale, koordinasyon…
Yani havalimanı sadece “uçağa binmek” değildir.
Stratejik güvenliktir, acil durum altyapısıdır, devlet refleksidir.
Üstelik bir başka gerçek daha var:
Avrupa’daki Yozgat diasporası.
Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa, Avusturya…
Yüz binlerce Yozgat kökenli vatandaş.
Ahmet Hakan’ın söylediği o cümle boşuna değil:
“Yozgatlılar her şeyin en iyisine layık.”
Peki havalimanı neden yapılmalı?
İç Anadolu’nun tam ortasında stratejik konum, yatırım hareketliliği ve ekonomik cazibe, turizm güzergahlarının genişlemesi, üniversite, sağlık, spor organizasyonlarına erişim, afet anlarında lojistik üs kapasitesi.
Hepsini bir kenara koydum, gurbetçiler, öğrenciler, memurlar, esnaf ve iş dünyası için doğrudan fayda…
Şimdi gelelim asıl soruya:
Yozgat geri kalsın isteyen kim?
Hangi duygu bu şehre yapılan yatırımdan rahatsız olur?
Kim gelişimden huzursuzluk duyar?
Kim kalkınmayı kıskanır?
Bu şehrin yıllarca kader diye önüne koyulan şey aslında şudur:
Yozgatlı’nın kendi kendine engel olması.
Biz TOKİ’de de böyle yaptık,
YHT’de de böyle yaptık,
Şimdi yine aynı sınavdayız:
Havalimanı.
2026 Aralık yaklaşıyor.
Bu kez duygu başka.
Bu kez hava değişiyor.
Bu kez umut büyüyor.
Son söz?
Havalimanı Yozgat’a değil,
Yozgat’ın özgüvenine yapılıyor.