Yozgat’a kötümser bakmak

Abone Ol

Ağzımız açıldığında belki biz de konuşuyoruz sebep olduğu tahribatın farkında olmadan.
‘Sen ne kötüsün Yozgat…’ diye başlayan sözlerin devamında neredeyse büyük-küçük her birimizin Yozgat’a kadar kötümserliği, eleştirisi ve bir yaka silkmesi var!
İyi ama neden?
Elbette ki her birimizin nedenleri çok fazla.
Kimine göre bürokrasi,
Kimine göre siyaset,
Kimine göre ticaret,
Kimine göre insan yapısı.
Hatta bazı zamanlar coğrafyası da şikayet etmek için sebepler oluşturuyor.
Bir türlü ulaşamadığımız, varmak için hız yapamadığımız bir Yozgat var karşımızda. Biraz daha hızlı ulaşmak, gözle kaş arasında ulaşıyor olmak gerekiyor sanırım.
Kayseri, Ankara, Sivas, Kırıkkale, Çorum’a komşu olmasını dahi kötümser yanlarını ortaya koymak adına kullandık yıllar yılı.
Kötümserlik…
Nereye kadar,
Ve ne zamana kadar…
Çok fazla negatif hava yüklüyoruz Yozgat ve Yozgatlılık adına.
Çok fazla hırpalıyoruz.
Biz hırpaladıkça bazı zamanlar dalda kalan son meyvelerde düşüyor çürümek üzere.
Onlar da çürürse elde ne kalacak, bir ağaç, gölgesi dahi olmayan.
Kıymetli hemşerilerim,
Bozok Yaylası’nın yiğit evlatları.
Elbette ki şikayetlerimiz, serzenişlerimiz olacak.
Dubai standartlarına kavuşsak dahi insan fıtratı gereği memnuniyetsizliklerimiz, serzenişlerimiz olacak.
Mesele, kötümserliklerin neden olduğu karanlık tablo.
Ve o tablonun yol açtığı körlük.
İşte bu durum bizi görmezden geldiren, bu durum umutlarımızı karartan, bu durum artık sırtımızı Yozgat’a döndüren.
Halbuki Yozgat, dün de bugün de kendi içinde güzellikleri, potansiyeli, fırsatları ve kendine has çok özel fıtratı olan bir şehir.
O fırsatları ortaya çıkaracak, karanlıkları aydınlatacak olan da biz Yozgatlılar’ız.
Farkında olmadan kurtarıcı bekler olduk kötümserliklerimiz yüzünden.
Kötümserlikleri bulunanları kesinlikle yadırgamıyorum, haklı gerekçeler, yaşanmışlıklar, kırılan lambaların neden olduğu karanlık yollarda kaybolanlar, gurbetin soğuk diyarlarında istikbal arayanlar, bazı zamanlar kaçar gibi gidenler de oldu.
Her şeye rağmen Yozgat’ı kötümser duyguların, olumsuz söylemlerin, karanlık hayallerin ve mazinin yaşanmışlıklarına mahkum etmeyeceğiz.
Her Yozgatlı bu anlamda aslında ayındık bir Yozgatlılık duruşuna sahip.
Mesele bir birimize ışık olmak.
Ve sanırım bunda da en önemli görev bir basın mensuplarına düşüyor.