Yıldırım, Vakıf Sofrası’nda 17 yılı geride bıraktığını anlatarak, “Gimat Vakıf Sofrası'nda benim 17’nci senem. Rahmetli Hacı Gülü abimden devralmıştım. Nizam Bey vardı, benden önce de 6 yıl hizmet etmişti. Hemen hemen Yozgat’ın yarı nüfusuna iftar verdi” dedi.
Herkese yetiyor
Ramazan ayının bereketinin Vakıf Sofrası’nda da can bulduğunu anlatan Yıldırım, şunları söyledi; “Yemeklerimiz firmadan geliyor. Belki belirli bir sayıya göre hazırlanıyor ama hiç kimse aç gitmiyor. Orada herkes gülüyor, biz de onlara güler yüzle yaklaşıyoruz. Bu, hoşlarına gidiyor, onlara dokunuyoruz. Gelen misafirlerin yerleri sabit oluyor, kimse başkasının yerine oturmuyor. Bazı misafirler yemek yemeden sadece sorup gidiyor. Bence paylaşmak çok güzel bir şey. Zafer ağabey, oradaki her şeyi paylaşıyor.”
Çiçek kokan masalar
Vakıf Sofrasında gönüllülük esası olduğunu anlatan Yıldırım, “Masalara çiçekler koyuyoruz. Misafirlerimiz gelmeden önce sularını yerleştiriyoruz. Onlar oturuyor, bizler gönüllü olarak çalışıyoruz. Orada yalnızca bir personel bulunuyor, geri kalan herkes gönüllü. Hijyen kurallarına da ciddi anlamda dikkat ediyoruz. Orada herkes bir şeylerden faydalanıyor ve kendince mutlu oluyor. Bizim için önemli olan, insanların mutluluğu” dedi.
Bu sene ‘sakin oluyoruz’
Bu sene sloganın ‘sakin olalım’ olduğunu söyleyen Yıldırım, “Öğrenciler ilk başta çekinerek geliyor ama zamanla alışıyorlar. 17’nci senemde hâlâ çözemediğim bazı sırlar var. Örneğin, yemek konusunda kimse aç kalmıyor. Bugüne kadar kimseyi aç göndermedik ve göndermemeye çalıştık. Bu seneki sloganımız: Sakin olalım. Herkes sakin olacak, çünkü dışarısı soğuk. İnsan, soğuktan sıcağa geldiğinde bir rahatlama hissediyor. Sinema girişinden de yerimiz bulunuyor. Geçen seneki misafirlerimiz, doğrudan ilk geldikleri yerlere giriyor. Bu sene sayımız da arttı. İnşallah seneye daha da artarak devam edeceğiz. Burada önemli olan, insanların gönüllerine dokunabilmektir” ifadelerine yer verdi.
