Yozgatlı Akademisyen Kamil Büyüker tarafından kitaplaştırılan Okur’un hayatı raflardaki yerini aldı. 2022 yılında vefat eden, ömrünü ilme ve hakikate adamış bu kıymetli âlimin hayatı, hem ibretlik hadiselerle hem de hikmetli duruşuyla dikkat çekiyor. Yozgat’ın Başınayayla köyünde doğan Ali İhsan Okur, daha genç yaşta ilim aşkıyla Mısır yollarına düştü. 1949 yılında, resmi girişimlerden sonuç alamayınca, Ramazan sabahı yaya olarak yola çıkıp Nevşehir’e, oradan tren ve kamyonlarla Mersin’e, ardından Suriye ve Lübnan üzerinden Mısır’a ulaştı. Bu zorlu yolculuk, onun ilme olan bağlılığını ve kararlılığını gözler önüne seriyor.
Mısır'da Akademik Kariyer ve Osmanlı Edebiyatı
Kahire’de hem eğitim aldı hem de yıllarca Mısır üniversitelerinde Türk Edebiyatı ve Osmanlıca hocalığı yaptı. Klasik edebiyat ve şiir konularındaki derin bilgisi, onu hem Türkiye’de hem de Arap dünyasında tanınan bir alim hâline getirdi. Sohbetlerinde sık sık şiirlere yer veren Ali İhsan Hoca, olağanüstü hafızasıyla da tanınıyordu.
Akif’in Mealinin Yakılmasına Şahitlik Etti
Okur’un ilim hayatındaki en dikkat çekici hadiselerden biri de, Mehmed Akif Ersoy’un Mısır’da emanet ettiği Kur’an mealinin yakılması sürecinde yer almasıydı. Dört kişilik heyette yer alan Hoca, bu olayı anlatırken gözyaşlarını tutamazdı. Akif’in el yazmasının hâlâ bir yerlerde saklı olabileceği ihtimali ise hâlâ tartışılıyor.
49 Yaşında Gönüllü Askerlik
Vatanına olan sevgisi öyle büyüktü ki, 49 yaşında gönüllü olarak askere gitmek istedi. Mevzuata göre askerlik yükümlülüğü olmayan bu yaşta, bizzat Genelkurmay’a başvurarak askerlik yaptı. Atıcılıkta gösterdiği başarıya ise Enfal Suresi’nden verdiği cevapla karşılık verdi: "Attığında sen atmadın, Allah attı."
Mütevazı Bir Son Bahar
Emekliliğin ardından memleketi Yozgat’ın Başınayayla köyüne dönen Ali İhsan Okur Hoca, tabiatla iç içe, sade bir hayat sürdü. Ziyaretçilerine karşı her zaman cömert, nazik ve hikmetli bir duruş sergileyen Hoca, sohbetlerinde adeta bir Osmanlı müderrisi havası estirirdi.
Hayatı Bir Menakıbname Gibi
Ali İhsan Okur Hoca’nın hayatı; ilme adanmışlık, vefa, tevazu ve dirayetle örülmüş bir ömür. Onu tanıyanlar, hayatın gerçek bir nimet olduğunu ve kul olmanın şuuruna varıldığında mutsuzluk için hiçbir sebep kalmadığını ondan öğrenmişlerdir.
Ehline ve kitap dostlarına önemle duyurulur: Bu eşsiz hayat hikâyesi artık bir kitapta. Hem ilim yolcularına hem de genç nesillere ışık tutacak nitelikte.