Yozgat’ın Sorgun ilçesine kayıtlı, 1980 doğumlu Murat Yılmaz, Almanya’da yaşayan iki çocuk babası bir işçiydi. En büyük tutkularından biri olan Galatasaray maçını izlemek için memleketine gelmiş, maç öncesi birkaç gün İstanbul’da kalıp şehirde gezmek istemişti. Ancak bu ziyaret, hayatını altüst edecek bir sürece dönüştü.
BİR AKŞAM YEMEĞİ SONRASI FELÇLİ HAYATA
Eşi Cennet Yılmaz’ın savcılığa verdiği ifadelere göre Murat Yılmaz, İstanbul’da arkadaşlarıyla yemek yedikten sonra oteline yürüyerek dönerken Galata Köprüsü civarında beyin kanaması geçirdi. Kronik tansiyon hastası olan Yılmaz, yoldan geçen vatandaşların çağırdığı ambulansla Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.
Ancak hastanedeki ilk müdahale iddiaya göre sağlık skandalına dönüştü. Yılmaz, kustuğu gerekçesiyle kırmızı alandan çıkarılarak acil kapısı önüne sedye ile bırakıldı. Üstelik üzerinde kimliği, pasaportu ve telefonu olmasına rağmen, hastane tarafından isimsiz hasta olarak kayıt altına alındı. Yakınlarına bilgi verilmediği gibi, doktorlar da müdahale için geç kaldı.
“EŞİM FELÇLİ HALDE 22 SAAT BOYUNCA SEDYEDE YATTI”
Cennet Yılmaz, yaşadığı şoku şu sözlerle ifade etti:
“Eşimle en son cuma akşamı görüştüm. Yürüyerek otele dönerken beyin kanaması geçiriyor. Ambulansla acile götürülüyor ama kimliği, telefonu çantasında olmasına rağmen çanta açılmadığı için eşimi isimsiz kaydetmişler. Kustuğu için kırmızı alandan çıkarıp acil kapısına koymuşlar. 22 saat boyunca orada felçli, konuşamaz, kendini ifade edemez halde sedyede kalmış. Eşim kırmızı alana alınması ve acil müdahale edilmesi gerekirken alkollüdür diye kapıya bırakılmış. 22 saat boyunca acil kapısında yatmış. Eşim şuan aynı hastanede yoğun bakımda. Konuşamaz durumda, felçli. Böyle bir hastaya erken müdahale edilse belki de şuan sağlıklı bir şekilde aramızda olacaktı. Bu duruma sebep olan tüm hastane personellerinden şikayetçiyim”
CANSEV: "SORUMLULARDEN HESAP SORULSUN"
Murat Yılmaz’ı tesadüfen hastaneye gelen kuzenleri buldu. Yozgat Ahmetfakılılar Derneği Başkanı Ali Cansev, yaşananların tanıklarından. Tişörtünden tanıdıkları Yılmaz’ı sedyede, bir ayağı yerde bir ayağı yukarıda yarı baygın şekilde bulduklarını söyleyen Cansev, yaşadıklarını şöyle anlattı: “O gece oteline gittik, oradan en yakın hastaneye gitmemizi söylediler. Eğer biz hastanenin acilinden değil de başka bir kapısından hastaneye giriş yapmış olsaydık Murat’ı göremeyecektik. Murat’ın kendinden geçmiş, çaresiz halini görünce beynimizden vurulmuşa döndük. Bizim tepkimiz sonucu hastamıza müdahale edildi ve yoğun bakıma alındı ama iş işten çoktan geçmişti. Sorumlular kim ise hesabı adalet karşısında sorulsun.”
EPİKRİZ SKANDALI: FELÇLİ HASTAYA “GÜNÜBİRLİK İŞLEM” VE “ALKOL KULLANIMI” TANISI!
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından verilen epikriz raporunda Murat Yılmaz’a “Z72.1 Alkol kullanımı” ve “W18 Aynı seviyeden düşme” tanısı konuldu. Ancak ailesinin ifadesine göre Yılmaz, alkol kullanmadığı gibi düşme yaşanmamış; aksine yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması ve felç geçirdi. 03 Mayıs 2025 tarihinde saat 02.20’de yapılan yatışla aynı gün taburcu gösterilmiş. Oysa hasta, 22 saat boyunca sedye üzerinde baygın şekilde acil kapısında bekletilmiş. Bu evrak, yaşanan ihmalkarlığın belgeli bir göstergesi olarak aile tarafından adli makamlara sunulacak.
“ALKOL ZANNEDİLDİ, TEST BİLE YAPILMADI”
Aile üyeleri, hastane yönetiminin farklı farklı açıklamalar yaptığını, alkollü sanıldığı için müdahale edilmediğini öne sürdü. Murat Yılmaz’ın ağabeyi Emin Yılmaz, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Farz edelim ki alkol almıştı, bu muameleyi mi hak ediyor? Hastayı isimsiz kaydedip gözlem odasına almışlar, sonra kayboldu diyorlar. Oysa kardeşim 22 saat acilin giriş kapısında yerde yatmış. Felç geçirmiş, tansiyonu 20’nin üzerindeymiş. Başhekim yardımcısına gittim, inandırıcı tek açıklama yapamadılar.”
Aile, Yılmaz’ın ambulansla hastaneye pasaportu ile getirildiğini ancak yine de kaydının adı-soyadı yazılmadan yapıldığını belirtiyor. Adli vaka olarak değerlendirilen olayda alkol testi yapılması gerekirken bunun da gerçekleştirilmediği vurgulanıyor.
CENNET YILMAZ: “BENİM EŞİM KONUŞAMADIĞI İÇİN YOK SAYILDI”
Murat Yılmaz’ın eşi Cennet Yılmaz, yaşanan ihmale bir de taburcu süreciyle ilgili tepki gösterdi.
“Ne savcılıktan, ne CİMER’den, ne de Sağlık Bakanlığı’ndan geri dönüş alabildik. Hastane bu haldeki eşimi yarın taburcu edecek ama sevk için ne bir ambulans ne de tıbbi refakat sağlandı. 25 bin TL’ye özel ambulans çağırmamız istendi, içinde ne hemşire var ne doktor. Bu mudur adalet?” diyerek yaşadıkları çaresizliği paylaştı. Uçuşun hayati tehlike yaşayacağı gerekçesi ile Murat Yılmaz, ambulansla Ankara’da bir hastanede tedavisi devam edecek.
Cennet Yılmaz, eşinin ihmal nedeniyle felç kaldığını söylüyor ve yaşadığı çaresizliği şöyle anlatıyor:
“Eşim Almanya’dan ülkesine geldi, maç izlemek istedi. Şimdi sağ tarafı tutmuyor, felçli. 45 yaşındaki bir adamın hayatı hastanede göz göre göre mahvoldu. Eşim alkol almayı bırak sigara dahi içmez. Sarhoşla beyin kanaması geçiren hastayı da ayırt edemeyen bir hastane olabilir mi? Alkol bile alsa insana böyle bir muamele yapılabilir mi? Eğer akrabalarımız tesadüf onu bulmasaydı bugün hayatta olmayabilirdi. Bu sadece bizim değil, tüm halkın başına gelebilecek bir durum.”
ADALET ARAYIŞI BAŞLADI
Yılmaz ailesi, olayla ilgili tüm belgeleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundu. Olayın sorumlularının tespit edilmesi, ihmali olanların cezalandırılması için hukuki süreç başlatıldı. Aile ayrıca Sağlık Bakanlığı ve CİMER’e de başvuru yaptı.
