Yozgat kültüründe hem eğitimci kimliği hem de edebiyat alanındaki üretkenliğiyle önemli bir yere sahip olan Halk Şairi Yusuf Özcan, köylüsü ve akrabası Hulusi Dilek’in vefatı üzerine duygusal bir başsağlığı mesajı yayımladı.
Özcan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Şehit Osman Belkaya’nın dedesi, köylüsü ve emmizadesi olarak tanımladığı Hulusi Dilek’in vefatını derin bir üzüntüyle duyurdu.
Allah’tan Rahmet, Sevenlerine Başsağlığı Diliyorum
Paylaşımında hem vefa hem de dua duygusunu dile getiren Özcan, şu ifadeleri kullandı: “Köylüm, akrabam, emmizadem, Hulusi Dilek, Kars’ta vefat etmiş olup, cenazesi Kırşehir ili Çiçekdağı ilçesi Çopraşık Köyü’nde toprağa verildi. Kendisine Allah’tan rahmet, tüm akrabalarımıza, aile bireylerine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.”
Ağlama Diye Mehmetçiğin Gözyaşını Silen Emmimoğlu…
Yusuf Özcan, Hulusi Dilek’in ardından kaleme aldığı “Ağlama Düşmanları Güldürme” adlı şiiriyle duygularını dile getirdi.
Şiirinde vatan sevgisi, fedakârlık ve ölüm karşısındaki tevekkül duygusu ön plana çıktı. Özcan, mesajında şu cümlelere yer verdi: “Ağlama diye Mehmetçiğin gözyaşını silen Emmimoğlu, inşallah Şehidimiz Osman Belkaya ile mülaki olursun. Bizden önce gidenlere selam götür Emmioğlu.”
Yozgat Kültürüne Değer Katan Bir Kalem
Halk Şairi Yusuf Özcan, Yozgat’ta yetişen önemli isimlerden biri olarak şiirleri, hikâyeleri ve halk edebiyatına katkılarıyla tanınıyor.
Toplumsal olaylara duyarlılığı, milli ve manevi değerleri harmanlayan eserleriyle dikkat çeken Özcan, aynı zamanda genç nesillere kültürel miras bilinci aşılayan bir eğitimci kimliğiyle de öne çıkıyor.
Özcan’ın Şiiri işe şu şekilde:
HER GECE BİR GÜL AÇAR
Kollar bacaklar gitti ay yıldızın uğruna
Binlerce şehit yattı bu toprağın bağrına
Katledilen bebeğin elbet gider ağrına
Eşkıyanın başına yumruğu vurmadıkça
Efendiler toprağa bir evlat verin bakın
Dayanırsa yürekler geriden serin bakın
Şehitliğe her cuma sessizce girin bakın
Balaların gözyaşı süzülüp durmadıkça
Kınalı koçlar gitti yetim kaldı kuzular
Yüreklerde acı var sızım sızım sızılar
Mutlu olmaz inanın yarım kalan gaziler
Cellât başı caniyi urganda görmedikçe
Her gece bir gül açar tekrar solar toprakta
Kefen olan elbise kanla dolar toprakta
Siz söyleyin şehidim nasıl güler toprakta
Eşkıyanın belini ortadan kırmadıkça
Sanmayın ki hedefe tebessümle varılır
Gökte melekler bile halinize darılır
Kabirden kalkar şehit yakanıza sarılır
Puştun uşaklarına dersini vermedikçe
Ummayın ki bir yerde devamlı kalınacak
Atılan nutuk ile intikam alınacak
Şehitlikte Albayrak mahzunca salınacak
Hainleri topyekûn toprağa sermedikçe
Yürekler yangın yeri sadece duman tütmez
Acı evlat acısı ölünce bile bitmez
Yemin olsun şehidim hakkını helal etmez
Kanayan bu yarayı kökünden sarmadıkça
Baba gözyaşı döker ana karalar bağlar
Yükselen feryatlara dayanmaz yüce dağlar
Albayrağın dibinde her gün bir gelin ağlar
Özcan’ını verirken murada ermedikçe
Yusuf ÖZCAN