Yozgat’ta ve Türkiye’nin dört bir yanında birçok kişi farkında olmadan uyku apnesiyle yaşıyor. Özellikle sabah yorgun uyanan, gün içinde sık sık uykulu hisseden ya da geceleri yüksek sesle horlayan bireylerin bu durumu ciddiye alması öneriliyor. Uyku apnesi, kişinin uyku sırasında nefes alışverişinin kısa süreli olarak durması veya yüzeysel hale gelmesiyle ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Bu durum, kandaki oksijen seviyesini düşürerek başta beyin olmak üzere tüm organları olumsuz etkileyebilir.
Uyku Apnesi Türleri ve Belirtileri
Uyku apnesi üç ana türde görülür: Obstrüktif Uyku Apnesi, Santral Uyku Apnesi ve Mikst Tip Uyku Apnesi. En yaygın olanı obstrüktif türdür ve genellikle boğaz kaslarının gevşemesi sonucu hava yolunun daralmasıyla oluşur. Uyku sırasında nefesin durması, yüksek sesle horlama, boğulma hissiyle uyanma gibi belirtiler sıklıkla gözlemlenir.
Sabah yorgunluğu, baş ağrısı, gün içinde aşırı uyku hali, dikkat dağınıklığı, hafıza problemleri, sinirlilik ve gece sık idrara çıkma gibi semptomlar da yaygın olarak görülür. Çocuklarda ise alt ıslatma, ağız açık uyuma, huzursuzluk ve dikkat eksikliği gibi farklı belirtiler ön plandadır.
Uyku Apnesi Tanı ve Tedavi Süreci
Uyku apnesinden şüphelenen bireylerin, öncelikle kulak burun boğaz (KBB) ya da göğüs hastalıkları uzmanına başvurması gerekir. Tanı sürecinde en yaygın yöntemlerden biri polisomnografi adı verilen uyku testidir. Bu testte kişinin uyku sırasındaki beyin dalgaları, kalp ritmi, solunum düzeni gibi birçok parametre incelenir. Gerekirse evde uygulanabilir taşınabilir test cihazları da kullanılabilir.
Tedavi yöntemi, uyku apnesinin türüne ve şiddetine göre değişiklik gösterir. Hafif vakalarda kilo verme, alkol ve sigaradan uzak durma, uyku pozisyonunu değiştirme gibi yaşam tarzı değişiklikleri etkili olabilir. Orta ve ağır vakalarda ise CPAP ya da APAP cihazları ile gece boyunca hava yolunun açık kalması sağlanır. Cerrahi müdahale ise genellikle anatomik engellerin olduğu durumlarda tercih edilir.