Yozgat’ın Saray köyünde yaşayan 76 yaşındaki emekli öğretmen Bekir Karakoç, emeklilik dönemini değerlendirmek için başladığı küçük çiftlik projesini bugün bölgenin dikkat çeken üretim girişimlerinden birine dönüştürdü. Başlangıçta yalnızca organik tavuk eti tüketmek amacıyla eşiyle birlikte birkaç civciv alarak yola çıkan Karakoç, kısa süre içinde etlik horoz yetiştiriciliğinde uzmanlaştı. Bugün çiftliğinde 850 adet etlik horoz bulunuyor.

Doğal Yemlerle Organik Üretim
Karakoç’un çiftliği, tamamen doğal besleme yöntemleriyle üretim yapması sebebiyle yerel halktan yoğun ilgi görüyor. Horozların yem programı mısır ve yonca ağırlıklı olup, hayvanların hiçbir şekilde hazır yemlerle beslenmediği belirtiliyor. Ortalama 6 aylık bir yetiştirme süreci sonunda horozlar yaklaşık 1,5 kilo temiz ve doğal et haline geliyor.
Emekli öğretmen Karakoç, doğal üretimin kendileri için bir tercih değil, temel prensip olduğunu vurgulayarak, “İnsanlara tertemiz, katkısız ürünler sunmak istiyoruz. Biz ne yiyorsak, hemşehrilerimiz de aynı kaliteyi tüketebilsin istiyoruz” dedi.

Yatırım 3 Yılda Büyüdü: 200–250 Bin Lira Maliyet
Karakoç, 3 yıl önce küçük bir başlangıçla adım attığı horoz yetiştiriciliğinde bugün ciddi bir üretim kapasitesine ulaştı. Çiftliğin mevcut durumu için yaptığı maliyet analizlerine göre, 6 aylık bir üretim döngüsünde masrafların 200 ila 250 bin TL arasında değiştiğini belirtti.

Kesim dönemine gelen horozların satış fiyatının ise tanesi 500 lira olacağını belirten Karakoç, ürünlerini ağırlıklı olarak tanıdık çevre, eş-dost ve Yozgat merkezdeki tüketicilere ulaştırmayı planlıyor.

“Hobi Olarak Başladık, Ticari Üretime Kadar Gittik”
Bekir Karakoç, girişim hikâyesini şu sözlerle anlattı: “Hanımla birlikte emeklilik döneminde kendi yerimize bir tesis kurmak istedik. Meyvemiz, üzümümüz olsun dedik. Sonra tavuksuz olmaz, hiç olmazsa organik tavuk yiyelim diye düşündük. Başlangıçta tamamen hobi olarak başlamıştık ama yerimiz genişti, imkânımız vardı. ‘Hem biz doğal ürün tüketelim hem de insanlara sunalım’ dedik. Bir günlük civcivlerle başladık, şimdi 850 horozumuz var. Yedirdiğimiz yemler tamamen doğal: mısır ve yonca. Bizim için organiklik en önemli unsur. Hem zamanı değerlendiriyoruz hem de küçük bir ticaret kapısı açmış olduk.”





