İnme, beyne giden kan akışının ani şekilde durması sonucu gelişen hayati bir durumdur. Bu durum genellikle beyin damarlarının tıkanması veya beyin kanaması nedeniyle oluşur. Kan akışının kesilmesiyle birlikte oksijen alamayan beyin hücreleri, dakikalar içinde hasar görmeye başlar. Bu nedenle inmenin hızlı bir şekilde fark edilmesi ve hastanın vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna ulaştırılması büyük önem taşır.
Erken müdahale ile hem hayatta kalma oranı artar hem de felce neden olabilecek kalıcı hasarların önüne geçilebilir. Bu yüzden sağlık alanında sıkça kullanılan "Zaman = Beyin" ifadesi, inme hastalarında erken teşhis ve tedavinin ne kadar kritik olduğunu vurgular.
İnme Sonrası Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Süreci Hayati Öneme Sahip
İnme tanısı konulduğu andan itibaren tedavi süreci başlar. İlk olarak inmenin türü belirlenir, ardından altta yatan kalp veya damar hastalıkları araştırılır. Tıbbi müdahalelerden sonra hastanın genel durumu stabilize edildiğinde, fizik tedavi süreci başlatılır.
İnme sonrasında hastalarda kısmi ya da tam felç görülebilir. Hangi beyin lobunun etkilendiğine bağlı olarak konuşma bozuklukları, yürüme problemleri ve dikkat eksikliği gibi belirtiler oluşabilir. Bu nedenle fizik tedavi ve rehabilitasyon, hem hastanın hareket kabiliyetini geri kazanması hem de yaşam kalitesinin artması için kritik bir süreçtir.
Erken dönemde başlanan tedaviler, beynin kendini yeniden yapılandırma yeteneği sayesinde işlev kaybının geri kazanılmasını sağlayabilir. Fizyoterapist eşliğinde yapılan egzersizler, robotik tedavi uygulamaları ve kişiye özel programlarla felç geçiren bireylerin yeniden yürümeleri, günlük yaşamlarına dönmeleri mümkün hale gelebilir.
