Gündem

Yozgat’taki Kayaların Altında Hayat Mı Var? İşte O Sırlı Kayalar!

Yozgat, tarih öncesi dönemlerden bu yana insan yaşamına ev sahipliği yapan kadim bir bölge olarak dikkat çekiyor. Son yıllarda yapılan arkeolojik araştırmalar, kentin adeta yer altına gizlenmiş tarihini gün yüzüne çıkarıyor.

Abone Ol

Özellikle Çekerek, Aydıncık ve Yozgat merkez çevresinde yürütülen yüzey çalışmalarında ortaya çıkarılan kaya mezarları, bölgenin antik çağlardan bu yana ne kadar önemli bir yerleşim alanı olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Uzmanlar tarafından yapılan incelemelerde, Yozgat ve çevresindeki en erken yerleşim izlerinin Geç Neolitik Çağ sonu – Erken Kalkolitik Çağ başlarına kadar uzandığı belirlendi. Zamanla bu yerleşimlerin sayısı artarken, Erken Tunç Çağı’na tarihlenen höyük tipi yaşam alanlarının bölgede yoğunlaştığı tespit edildi.

Yozgat’ın tarihsel önemi yalnızca höyüklerle sınırlı değil. Hitit İmparatorluğu’nun çekirdek bölgesinde yer alan kent, aynı zamanda Ankuwa (Alişar), Zippalanda (Kuşaklı Höyük) ve Tavium (Tawinija) gibi önemli merkezlerle çevrili olmasıyla da stratejik bir konumda bulunuyor. Demir Çağı’ndan Roma Dönemi’ne kadar kesintisiz yerleşim izleri taşıyan Yozgat, bu açıdan Anadolu’nun kültürel sürekliliğini gösteren nadir bölgeler arasında.

Çandır Kayalıklarında Gizemli Mezarlar

Yozgat’ın Çekerek ilçesindeki Çandır köyü yakınlarında yer alan kayalık alanda yapılan araştırmalarda 7 kaya mezarı tespit edildi. Kum taşı üzerine oyularak yapılan bu mezarların birçoğunun doğal aşınmalar nedeniyle tahrip olduğu, ancak dört tanesinin hâlâ belirgin şekilde ayakta kaldığı bildirildi.

Bu mezarların özellikle arcosolium tipi (kemerli tabutluk) mezarlar olduğu belirlendi. Antik dönemlerde önemli kişilere ait olduğu düşünülen bu mezarların, Roma Dönemi’nde kullanıldığı tahmin ediliyor.

Sular Altındaki Taşlıtarla Kalesi

Bir diğer dikkat çekici buluntu, Çekerek ilçesindeki Taşlıtarla Kalesi çevresinde ortaya çıktı. Süreyyabey Barajı kıyısında yer alan kalenin doğu yamacında bulunan iki sütunlu kaya mezarı, Paphlagonia ve Pontos bölgelerinde görülen sütunlu mezar geleneğiyle büyük benzerlik taşıyor.

Ne yazık ki, 2013 yılında baraj sularının yükselmesiyle mezarın büyük bir kısmı günümüzde su altında kaldı. Ancak araştırmacılar, mevcut kalıntıların Geç Hellenistik veya Roma Dönemi’ne tarihlendirilebileceğini belirtiyor.

Karataş Kaya Mezarları: Sessiz Tanıklar

Aydıncık ilçesi yakınlarında yer alan Karataş kaya mezarları ise bölgedeki bir diğer önemli keşif. Üzümlük köyü yakınlarındaki bu mezar alanında altı kaya mezarı bulundu.

Arcosolium tipi mezarlardan oluşan bu alan, defineciler tarafından tahrip edilmiş olsa da, yapılan seramik buluntular mezarların Roma Dönemi’nden Geç Antik Çağ’a kadar kullanıldığını gösteriyor. Bu durum, Yozgat’ın antik çağlarda yalnızca geçici yerleşim yeri değil, kültürel ve dini ritüellerin sürdürüldüğü bir merkez olduğunu düşündürüyor.

Yeraltı Mirası Gün Yüzüne Çıkıyor

Son olarak Çekerek yakınlarındaki İsaklı Kaletepe yerleşimi çevresinde de kaya mezarlarına rastlandı. Bu buluntular, Yozgat’ın tarih öncesi dönemlerden itibaren Kappadokia, Pontos ve Galatia bölgeleri arasındaki kültürel geçiş alanında yer aldığını kanıtlar nitelikte.

Arkeologlar, bu çalışmalarla birlikte Yozgat’ın yalnızca yüzeyde değil, kayaların altında da zengin bir tarihe sahip olduğunu vurguluyor. Her yeni keşif, bölgenin Anadolu arkeolojisindeki önemini bir adım daha artırıyor.