Tarihi 13. yüzyıla kadar uzanan kale ve çevresindeki Ali Çelebi ile Mahmut Çelebi Türbeleri, yüzyıllardır bölgenin tarihine ışık tutuyor.
Akdağmadeni’nin Muşalikalesi köyünün kuzeyinde, yüksek bir tepede konumlanan kalenin, 1237-1246 yıllarında hüküm süren Gıyaseddin Keykavus’un emirlerinden Necmeddin Bahramşah-ı Candar’a ait olduğu tahmin ediliyor. Moloz taş üzerine kesme taş kaplamalı duvarlarıyla inşa edilen yapı, 13. yüzyılın ilk yarısında yapılmış olup günümüzde büyük ölçüde ayakta duruyor. Batı ve kuzey duvarlarındaki dikdörtgen burçlarıyla dikkat çeken kale, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Kale çevresindeki Ali Çelebi ve Mahmut Çelebi Türbeleri ise bölgenin manevi atmosferine ayrı bir değer katıyor. Kaleye yakın olan türbe Ali Çelebi Türbesi, batı eteğinde yer alan ise Mahmut Çelebi Türbesi olarak biliniyor. Kitabelerine göre türbeler 1466-1477 yılları arasında yapılmış. Süsleme unsuru bulunmayan türbelerde, Kur’an-ı Kerim’in 112. suresi ile merhumların isimleri ve vefat tarihleri yer alıyor. Mahmut Çelebi Türbesi’nin kubbesi yıkılmış olsa da mezar odasının üzeri halen ardıç ağaçlarıyla kaplı durumda.
“Yüzyıllardır ayakta kalan bir kale”
Kaleyi ziyaret eden Mehmet Karakoç, yapının turizm açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, “Akdağmadeni’ne 9 kilometre mesafede tarihe, yüzyıllara meydan okuyan bir kale. Maalesef biraz atıl vaziyette kalmış ama tarihi önemi büyük. Buradan Yıldızeli ve Akdağmadeni’ni görebiliyorsunuz. İnşallah Turizm Bakanlığı buraya yatırım yapar ve kaleyi turizme açar. Böylece hem Muşalikalesi Köyü’nün hem de kalenin gerçek değeri ortaya çıkar” dedi.
“Kelle koltuğunda savaşırken buraya kadar geliyor”
Muşalikalesi Köyü Muhtarı Mustafa Yanardağ ise kalenin ve türbelerin yöre halkı için taşıdığı manevi öneme dikkat çekti: “Burası Muşalikalesi, ismini de Ali Çelebi Türbesi’nden alıyor. Rivayete göre Muşlu Ali, savaşırken kılıçla kellesi düşürülüyor ve buraya kadar geliyor. Türbesi de burada yapılıyor. Mahmut Çelebi Türbesi de benzer şekilde savaş sırasında buraya düşen bir kahramana ait. Bu türbelerin bakımı yapılırsa yöre için çok değerli olur.”
Muşalikalesi Dernek Başkanı Hüdayi Akol, kalenin ve türbelerin hem korunması hem de turizme kazandırılması gerektiğine dikkat çekerek, bölgenin tarihî ve kültürel değerlerinin gün yüzüne çıkarılmasının önemine vurgu yaptı. Akol, bu eserlerin yalnızca taş duvarlar ve kubbelerden ibaret olmadığını, aynı zamanda yüzyıllardır yaşanmış olayların, kahramanlık hikâyelerinin ve yöre halkının manevi mirasının birer simgesi olduğunu belirtti.