Sadece kuzey yönünden kara ile bağlantılı olan kale, vadiyi kontrol eden savunmaya uygun bir konumda inşa edilmiş. Batı yamaçta korunan teras duvarları, kalenin savunma amaçlı kullanıldığını gösteriyor.
Kaya Mezarı ve Cephe Düzeni
Kalenin doğu yamaçlarında keşfedilen kaya mezarı, iki sütunlu bir cepheye sahip. Soldaki sütun 1,54 x 1,10 metre, sağdaki sütun ise 1,76 x 1,10 metre ölçülerinde. Sütunların üst kısımları günümüze ulaşmamış olsa da, kalın yapısıyla sağdaki sütun öne çıkıyor. Mezarda üst bölümdeki olası alınlık veya bezeme kalıntıları ise kaybolmuş durumda.

Ön Oda ve Mezar Odası
Mezar, dikdörtgen planlı bir ön oda ve yarım daire planlı tonozlu mezar odasından oluşuyor. Ön oda 6,84 x 4,40 metre, mezar odası ise 3,41 metre çapında ve 3,96 metre yüksekliğinde. Ön odadan mezar odasına geçişi sağlayan kapı mil yuvasına sahip değil; girişin muhtemelen kapak taşı ile kapatıldığı düşünülüyor.
Arkeolojik Bulgular ve Tarihlendirme
Kale çevresinde yapılan kazılarda Hellenistik ve Roma Dönemi seramikleri tespit edildi. Ayrıca kale yakınında, Tunç Çağı’na tarihlenen bir höyük de bulunuyor. Bu bulgular, kaya mezarının Paphlagonia Bölgesi’nin ön odalı ve sütunlu kaya mezar geleneğine ait olduğunu gösteriyor.

Koruma Durumu ve Ulaşım
Mezara günümüzde yalnızca tekne ile ulaşılabiliyor. Baraj suları nedeniyle kalenin ve mezarın bazı bölümleri su altında kalmış durumda. Sütunların basit silindirik yapısı, Amnias ve Halys vadilerinde benzer örneklerle paralellik gösteriyor.
Uzmanlardan Tarihsel Değerlendirme
Uzmanlar, tonozlu mezar odalarının Geç Hellenistik Dönem ve Roma Dönemi’nde yaygınlaştığını belirterek, Taşlıtarla Kaya Mezarı’nın da bu döneme tarihlendirilebileceğini vurguluyor. Bölgedeki bu keşif, Paphlagonia’daki antik mezar kültürü ve kale yerleşimlerinin anlaşılması açısından büyük önem taşıyor.




