“Yüzün neden çok parlak?”

Abone Ol

Mekke’de yaşayan Ebu Bekr-i Kettani hazretleri bir gün sevdikleriyle sohbet ediyordu ki biri sordu:
“Efendim takva nedir?”
“Allah korkusuyla günah işlememektir!” buyurdu.
Ve şunu anlattı ona:
Büyüklerden biri, rüyasında “bir genç” gördü. Fevkalâde güzel, nurlu ve yakışıklıydı. Sordu ki:
“Sen kimsin?”
“Takva’yım.”
“Nerede bulunursun?”
“Allah’tan korkanların kalplerinde.”
“Peki, yüzün neden çok parlak?”
“Allah korkusuyla ağlayanların gözyaşlarını yüzüme sürerim, o sebeple” diye cevap verdi.
* * *
Bir gün de bir genç gelip “Efendim, hiç huzurum yok, ne yapayım?” diye dert yandı bu zata.
Ona cevaben;
“Öyleyse İslâmiyet’i öğren ve tatbik et. İslâm’a uyan, dünyada da huzurlu olur, ahirette de” buyurdu.
* * *
Biri de “Efendim, ben şehit olmak istiyorum. Acaba nasip olur mu?” dedi.
Ona da cevaben;
“Üzülme. Namazını kılan ve altmış yaşını geçen Müslüman, şehit olarak ölür” buyurdu.
* * *
Bir gün de “Cehenneme girmemenin yolu nedir?” dediler.
Cevabında;
“Doğru imân ve itikat sahibi olmaktır. Zira itikadı bozuk olan bir kimse, dinimizin bütün emirlerini yapsa da, tövbesiz öldüyse, cehenneme girmeme ihtimali yoktur” buyurdu.

“Sert insan yalnızlığa mahkûmdur”

Horasan bölgesinde yetişen velilerden Ebu Bekr-i Ebheri hazretleri bir gün bir dağın eteğinde oturmuş talebesiyle sohbet ediyordu...
Namaz vakti geldi.
Abdest almak için yakındaki çeşmeye gittiler.
Ancak çeşme akmıyordu.
Çocuklar heyecanlandı!
Ve arz ettiler ki:
“Hocam ne yapacağız?”
“Telâş etmeyin!”
“Ama namaz geçiyor.”
“Haklısınız” buyurup ayağa kalktı.
Çeşmeye döndü.
Ve yüksek sesle;
“Ey su!.. Allahın izniyle ak ki, abdest alalım” diye seslendi.
O anda aktı çeşme.
Abdest alıp namazlarını kıldılar.
Talebeler;
“Hocam! Akmayan suyu akıttınız!” dediler.
Hiç önemsemedi.
Ve onlara hitaben;
“Hâşâ!.. Biz aciz bir kuluz. Cenâb-ı Hak kuvvet ve fırsat vermedikçe, kullar hiçbir şey yapamazlar... Suyu akıtan, Allahü teâlâdır. Biz sadece dua ettik” buyurdu.
* * *
Bu zat, bir gün sevdiği bir gence “Evlâdım! İnsanların kaybettiğini bulmaya çalış!” buyurdu.
Delikanlı sordu:
“O nedir ki efendim?”
Cevabında;
“Sevgi ve muhabbettir. Sertlikle bir yere varılamaz. Sert insan; ‘yalnız adam’dır ve yalnız kalmaya mahkûmdur” buyurdu.