Karaca, özellikle HDP ve terörle mücadele konularındaki tutarsızlıklara dikkat çekerek, “Milleti HDP ile korkutarak oy isteyenler, bugün aynı HDP ile aynı sessizlikte buluşuyor. Bu büyük bir çelişkidir ve milletin aklıyla alay etmektir,” ifadelerini kullandı.
Milletimizin İzzetini Korumakta Kararlıyız
Terörle mücadelede kararlı duruşlarını vurgulayan Karaca, “Bu ülkede terörün tüm biçimleriyle son bulmasını en çok isteyenlerdeniz. Ancak önceliğimiz Türk milletinin izzeti ve onurunun korunmasıdır. İtirazlarımız ve kaygılarımız giderilmeden bu meseleleri gündemde tutmaya devam edeceğiz,” dedi. Ayrıca, Cumhur İttifakı’nın yaptığı her işin otomatik olarak doğru kabul edilmemesi gerektiğini, geçmişteki hatalardan ders çıkarılması gerektiğini ifade etti.
PKK ve KCK’nın Narko-Terör Tehdidine Sessizlik Milli Güvenliğe Zarar Verir
Karaca, KCK/PYD yapılanması ve uyuşturucu trafiğine sert eleştiriler yöneltti: “PKK’nın sözde silah bırakmasıyla tehdit sona ermedi. Uyuşturucu trafiğiyle gençlerimiz hedef alınmaya devam ediyor. Devletin bu yapıya karşı sessiz kalması büyük zafiyet yaratır. KCK’nın adı bile anılmıyor ama asıl tehdit onlar.” Sözde çözüm sürecinin Türkiye’nin çözülüş sürecine dönüşmemesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.
İktidar ve Muhalefetin Çelişkileri Milletin Gözünde
Ana muhalefet partilerinin HDP ve beka konusundaki net olmayan tutumlarını da eleştiren Karaca, “Referandumda HDP ile korkutarak oy isteyenler, bugün bekanın gerçek tehdidine gözlerini kapatıyor. Millet bu çelişkileri görüyor,” dedi.
Lozan Antlaşması Türkiye’nin Varlık Teminatıdır
Lozan Antlaşması’na yönelik artan revizyonist söylemleri siyasi bölücülüğün zemin hazırlığı olarak değerlendiren Karaca, “Lozan, bu memleketin tapusudur. Lozan’la uğraşanlar Türkiye Cumhuriyeti’ni tarih dışına itmeye çalışıyor. Milliyetçilik, seçim dönemlerinde pazarlık konusu değil, milletin hakkını savunmak demektir,” diyerek milliyetçilik vurgusu yaptı.
Referandumla Milletin Doğrudan Karar Vermesi Gerekir
Karaca, anayasa ve diğer önemli konularda kararların sadece Meclis’e bırakılmasının yetersiz olduğunu belirtti: “Referandum istiyoruz. Böyle hayati meselelerde milletin doğrudan iradesi esas olmalıdır. Meclis çalışmalar yapmalı ama karar sürecinin sonunda millet söz sahibi olmalıdır. Bu süreçte tüm siyasi partilerin katılımıyla geniş tabanlı istişareler yapılmalıdır.”