Karaca, hükümetin ekonomi politikalarının enflasyonu artırdığını, vatandaşın alım gücünü zayıflattığını ve ekonomik kırılganlığı büyüttüğünü ifade etti.
2020-2023 yılları arasında uygulanan düşük faiz politikalarının ekonomik istikrarı olumsuz etkilediğini belirten Karaca, “Faiz oranlarının bilinçsizce düşürülmesi dövize olan talebi artırdı, vatandaşın alım gücü ciddi şekilde azaldı. Şu an ise hem faizler yükseldi hem de döviz kuru yapay yöntemlerle baskılanmaya çalışılıyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil” dedi.
Enflasyonun Toplum Üzerindeki Etkileri
Karaca, enflasyonun özellikle dar gelirli kesimleri derinden etkilediğini vurguladı. Mayıs 2023’te yüzde 39,59 olan yıllık enflasyonun, bugün geçici bir düşüşle yüzde 37,86’ya gerilemiş gibi görünse de temel ihtiyaçlardaki fiyat artışlarının halkı zor durumda bıraktığını belirtti. Yoksulluk sınırının 81 bin TL’ye, açlık sınırının ise 24 bin TL’ye yaklaştığını ifade eden Karaca, “Gelir dağılımındaki adaletsizlik büyüyor, hükümete olan güven azalıyor” diye konuştu.
Faiz ve Döviz Kuru Politikaları Eleştirildi
Türkiye’nin “carry trade” cennetine dönüştüğünü ve sıcak para girişinin ekonomiyi dışa bağımlı hale getirdiğini dile getiren Karaca, kur korumalı mevduat uygulamalarının dövizi baskılamadığı gibi dövize talebi artırdığını kaydetti. “TL’ye olan güven zedeleniyor, dolarizasyon artıyor. Bu yanlış yönetimin sonucudur” dedi.
Daha İyisi Mümkün
Karaca, açıklamasını şöyle tamamladı: “Anahtar Parti olarak enflasyonla mücadelede halkımızın yanında olacağız. Üretimi artırıp gelir adaletini sağlayarak Türkiye ekonomisini güçlü ve dayanıklı hale getireceğiz. Halkımızın ‘daha iyisi mümkün’ umudunu birlikte gerçekleştireceğiz.”
