Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, elektrik faturalarında uygulanan yıllık 5 bin kilovatsaatlik tüketim sınırını yeniden düzenlemeye hazırlanıyor. 2025 yılı itibarıyla devreye alınan ve "son kaynak tedarik tarifesi" kapsamında belirlenen bu sınır, bazı mesken abonelerinin kamu desteklerinden yararlanmasını engelliyordu. Yeni hazırlanan düzenlemeyle birlikte bu sınırın aşağıya çekilmesi bekleniyor. Böylece elektrik tüketimi daha düşük seviyelerde olan haneler sübvansiyondan faydalanmaya devam ederken, yüksek tüketimli aboneler gerçek maliyetle ödeme yapacak.
Yeni Kademe Uygulaması İçin Teknik Hazırlıklar Başladı
Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’ın geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamayı hatırlatan Elder Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan, yeni tüketim sınırının düşürülmesi yönünde çalışmaların başladığını belirtti. Erdoğan, ülke genelindeki dağıtım şirketlerinden teknik ve tüketim verilerinin talep edildiğini ve bu verilerin analiz edilerek düzenlemenin etkilerinin değerlendirileceğini ifade etti. Yeni uygulamayla birlikte, daha önce destekten faydalanan bazı kullanıcı grupları, tüketimleri belirlenen yeni sınırın üzerinde kalırsa elektriği piyasa fiyatı üzerinden ödemeye başlayacak. Bu adımın, kamu kaynaklarının daha hedefli kullanılmasını sağlayacağı belirtiliyor.
Enerji Maliyetleri ve Abone Sınıfları Netleşecek
Yapılacak değişiklik yalnızca enerji bedelini ilgilendiriyor. Erdoğan, vatandaşların faturasında üç ana kalemin yer aldığını; enerji bedeli, dağıtım bedeli ve vergilerden oluşan bu yapıda yalnızca enerji kaleminin yeni düzenlemeden etkileneceğini vurguladı. Dağıtım şirketlerinin yalnızca şebeke hizmetlerinden sorumlu olduğunu, yeni kademe uygulamasının ise doğrudan enerji tüketim maliyetine yansıyacağını söyledi. Ayrıca, 2025 yılı boyunca yapılan toplam elektrik tüketimi, abonelerin hangi tarifeye dahil olacağını belirleyecek. Bu kapsamda, 2026 Ocak itibarıyla tüketim sınırını aşan abonelere uygulama ilk faturaya yansıtılacak.
Erdoğan, aynı zamanda kayıp-kaçak konusunun sadece teknik değil; toplumsal, hukuki ve ahlaki yönleri olduğuna da dikkat çekti. Dağıtım şirketleri olarak bu konuda üzerlerine düşeni yaptıklarını belirterek, nihai hedeflerinin kayıp-kaçak oranlarını Avrupa standartlarına indirmek olduğunu ifade etti.