Dünya genelinde insanların yüzde 60’ından fazlası yaşamının bir döneminde bel ağrısı yaşıyor. Uzmanlara göre bu yalnızca günlük yaşamı zorlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda küresel ölçekte en yaygın sakatlık nedeni olarak öne çıkıyor. Peki, geçmeyen bel ağrılarıyla sinyal veren bu hastalıklara karşı nasıl korunmak mümkün? Doktorlar bu sorunun yanıtını dört adımda açıklıyor.
Omurga, üst üste dizilmiş 33 omurdan oluşuyor ve bu eşsiz yapı vücudun tüm yükünü taşırken hareket kabiliyetimizi de sağlıyor. Ancak doğal eğriliklerin bozulması veya omurlara zarar gelmesi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Omurga; boyun (servikal), sırt (torasik), bel (lomber), sakral (pelvisle birleşen kısım) ve kuyruk sokumu (koksiks) olmak üzere beş ana bölümden meydana geliyor. Bu yapıdaki doğal kıvrımlar, vücudun esnekliğini ve dayanıklılığını sağlıyor.
Ne var ki bazı durumlarda omurganın eğriliği artıyor ya da yön değiştiriyor. Bu değişiklikler yalnızca bel ve sırt ağrılarına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda nefes darlığı, yutkunma güçlüğü gibi ciddi sağlık sorunlarına da neden olabiliyor. Uzmanların dikkat çektiği rahatsızlıklardan biri de Dowager’s Hump (kamburluk). Tıpta “hiper kifoz” olarak adlandırılan bu durum, özellikle torasik omurga bölgesinde doğal eğriliğin ileri düzeyde artmasıyla ortaya çıkıyor. Osteoporoz, yaşa bağlı kas-omur değişimleri veya uzun süreli yanlış duruş kamburluğun en önemli sebepleri arasında sayılıyor.
Hastalar çoğunlukla omuzların öne düşmesi, sırtın kamburlaşması gibi belirtilerle fark ediliyor. İleri seviyelerde kamburluk, solunumun zorlaşmasına hatta yutkunmanın bile etkilenmesine yol açabiliyor. Doktorlar bu sürecin yalnızca estetik bir sorun olmadığını, aynı zamanda yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir sağlık meselesi olduğunu vurguluyor.
Uzmanların önerdiği dört adımlık çözüm ise düzenli egzersiz, doğru duruş alışkanlığı kazanmak, kemik ve kas sağlığını koruyacak beslenme düzeni oluşturmak ve erken tanı için düzenli kontrolleri aksatmamak.
