Çamlık TV’de Tarık Yılmaz’ın hazırlayıp sunduğu Ramazan Özel programına telefonla bağlanan Yozgat’ın gönül adamı Gönüllerde Birlik Vakfı Başkanı Mahir Damatlar, Suriye’de yaşadıkları ve derinden etkilendikleri olayları anlattı. Damatlar, “Ben Mahir olarak Zafer kardeşimize teşekkür etmek istiyorum. O kadar mütevazı bir insan ki... O bize ulaştı, biz ona değil. "Siz orada sevap kazanıyorsunuz, bize de bir pay düşmez mi?" dedi. Biz de "Elbette var." dedik. Elindeki imkânları bizimle paylaştı. Yıllarca en önemli şey ekmekti. Zafer’in desteğiyle orada günlük 10-11 bin ekmek ürettik ve halka bedava ekmek dağıttık. Zafer kardeşim, babasının oğlu olduğunu hiçbir zaman unutturmadı” şeklinde konuştu.
Halep kalesinde kahve içtik
Suriye’de kahveyi hasretle beklediklerini ve içtikleri kahvenin hikayesini anlatan Damatlar, “100 yıl önce elimizden koparılan Halep’in yaşadığı büyük acılarla dolu. Halep, 100 yıl boyunca pek çok katliama ve işkenceye maruz kaldı. Oradaki Türkmen kardeşlerimiz için yeşil otobüslerle koridor açıldı. Esad, "Kaçmalarına izin vereceğim." dedi ve insanlar oradan tahliye edildi. Ancak 18 kişi çıkmayı reddetti. "Biz burada şehit olacağız." dediler. Onlara yalvardık, "Çıkın!" dedik. Ama düşman havadan bombalıyordu. Giresun Ülkü Ocakları Başkanı Selami Aynur kardeşimiz orada şehit oldu. Bir gün dedik ki: "Allah nasip edecek, Halep Kalesi’nde acı bir kahve içeceğiz." Muhalifler Halep’e girdikten sonra bir arkadaşımı aradım: "Muhammed, kahve içmeye hazır mıyız?" dedim. "Hazırız abi." dedi. Haberleşip buluştuk ve Halep’te acı bir kahve içtik. O kahvede 100 yıllık bir hasret vardı. O kahve, sadece kahve değildi; onun içinde 100 yıllık acı vardı. Orada toz yuttuk, barut soluduk, şehitler verdik. O kahve, sadece bir içecek değil, bir davanın simgesiydi” şeklinde konuştu.
Türkiye destan yazdı
Damatlar, Türkiye’nin sınır ötesinde bir destan yazdığını belirterek, şöyle konuştu; “Türkiye büyük bir destan yazdı. Türkiye, yalnızca PKK veya DEAŞ ile savaşmadı; onları destekleyen Amerika ile savaştı. Türkiye büyük bir devlet. Ukrayna, Rusya ile savaşmadı; Amerika ve tüm Batı ile savaştı. Biz de Suriye’de hem Rusya ile hem İran ile hem de Amerika ile savaşmak zorunda kaldık. Ve biz, galip geldik.”
Bayrağımız büyük anlam taşıyor
Türk Bayrağı’nın Suriye için büyük bir anlam taşıdığına değinen Damatlar, “Son gidişimizde sınırı geçtik. Yol kenarında bir aile gördük. Çocuklar için hediyeler hazırlanmıştı. Bizi görünce Türk bayraklarını çıkardılar. Türk bayrağı onlar için büyük bir anlam taşıyor. Kayseri’de yaşanan bir olayın ardından bazıları kışkırtıcılık yapmış, bunun Suriye’ye de yansıması olmuştu. Türk bayrağına yapılan terbiyesizliği cezalandırdılar ve suçluların bir kısmını askere teslim ettiler” dedi.
Türk bayrağını benimsiyorlar
Bölgede Türk Bayrağına olan saygı ve sevginin büyük olduğunu söyleyen Damatlar, “Türk, Kürt, Arap fark etmeksizin herkes bir araya gelip Türk bayrağını gösterdi. Suriye bayrağına bakıp "Bu, Allahsızların bize zorla kabul ettirdiği bayrak." dediler. Türk bayrağını ise "Bu bayrağın içindeki al rengin içinde benim de kanım var. Benim dedemin ve babamın kanı var. Bu bayrak, İslam’ın sancağıdır." diye sahiplendiler. Bunu söyleyen kişi, Süleyman Şah Tugayı’nın komutanı oldu. Devlet Bey’in yanında kısa boylu olarak gördüğünüz kişi. Bugün bile onun verdiği poşuyu boynunda taşıyorum. O bizim öz evladımız gibi oldu. Onlar kahramanlık destanı yazdı. Onların gönlündeki bayrak, Türk bayrağıdır” ifadelerine yer verdi.