Yozgat'ın Osmanpaşa Kasabası'nda bulunan tarihi Emirci Sultan Türbesi, bölgenin en önemli manevi miraslarından biri olarak kabul ediliyor. Şeyh Hoca Ahmed Yesevi'nin halifelerinden olan ve "Emirci Sultan" olarak bilinen Emir Sultan'ın türbesi, on ikinci asrın ortalarında yaşamış olan bu önemli şahsiyetin vefatının ardından buraya inşa edilmiştir.
Genç Yaşta Gösterdiği Kerametler
Osman Efendi, daha genç yaşlarda Hoca Ahmed Yesevi'nin dergahına gönderildi. Burada kısa sürede birçok keramet göstermeye başladı. En ünlü hikayelerinden biri, Çinli tüccarlar tarafından getirilen bir sorunu çözmesi. Ülkesinde ortaya çıkan ve insanları tehdit eden bir ejderhayı öldürmek üzere Çin'e giden Osman Efendi, bu görevi başarıyla tamamladı ve "Emr-i Çin" lakabını aldı. Bu lakap zamanla "Emirci" olarak değişti ve Yozgat yöresinde bu isimle anılmaya başlandı.
Anadolu'ya Yolculuk ve Osman Paşa ile Buluşma
Hoca Ahmed Yesevi'nin vefatının ardından, Osman Efendi artık Türkistan'da kalmaz ve Anadolu'ya, özellikle de Yozgat'ın Keçikıran Köyü'ne yolculuk eder. Burada Selçuklu veziri Osman Paşa ile karşılaşır. Osman Paşa, Emir Sultan'ın şöhretini duyduktan sonra onunla sohbet etmek ve talebesi olmak üzere yanına gelir. Bu buluşma, Osman Paşa'nın hayatında önemli bir dönemeç oluşturur.
Efsanelerle Dolu Bir Yaşam
Osman Efendi, yerel halk arasında çeşitli efsanelere konu olmuştur. Bunlardan biri, Anadolu'nun fethi sırasında İsfahanlı Halit Paşa, Veysel Karani’nin torunu Mehmed-i Şerafetdin ve İmam Hüseyin’in torunu Sekune Hanım ile birlikte Osmanpaşa Kasabası civarına gelmesidir. Bu bölgede gerçekleştirdiği fetihler ve mucizeler, onun ününü daha da artırmıştır.

Osmanpaşa Tekkesi'nin Kuruluşu
Osman Efendi, fetihlerin tamamlanmasının ardından bir tekke kurar ve burada mürit yetiştirmeye başlar. Bu tekkenin ve kasabanın ismi, Osman Paşa'nın Emir Sultan'ın yanında mürit olarak kaldığı ve sonrasında tekkeye adını verdiği süreçle "Osmanpaşa Tekkesi" olarak değişir.
Türbenin Özellikleri
Bugün Osmanpaşa Kasabasında bulunan türbe, camiye bitişik, kubbeli, kübik bir yapıdadır. Yapım tarihi kesin olarak bilinmese de, içerisindeki sandukalardan 1240 yılından sonra inşa edildiği anlaşılmaktadır. Türbeye güneydeki yuvarlak çift kurallı kapıdan girilir ve içerisinde dört sanduka bulunur.
Bu türbe, Yozgat ve çevresindeki insanlar için sadece tarihi bir yapı olmanın ötesinde, büyük bir manevi öneme sahiptir.