Artan ilgiyle büyüyen bu topluluklar, sadece müzik üretmekle kalmıyor, aynı zamanda geleneksel Türk musikisini yeni kuşaklara aktaran önemli birer kültürel oluşum olarak dikkat çekiyor.
Zengin Repertuvar, Profesyonel İcra
Kızıltoprak Musiki Topluluğu ve Ataşehir Türk Sanat Müziği Korosu, geniş repertuvarları ve güçlü sahne performanslarıyla izleyiciden tam not alıyor. Repertuvarlarında klasikleşmiş eserlerin yanı sıra, unutulmaya yüz tutmuş nadide şarkılara da yer veriliyor. Koroların her konseri adeta birer kültür şölenine dönüşüyor.
Bu Bir Sanat İcrası Değil, Kültürel Bir Görev
Son konserin ardından konuşan Şef Murat Seçkin, Türk Sanat Müziği’nin yalnızca işitsel bir deneyim olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Bu yolculuk bizim için sadece bir sanat icrası değil, aynı zamanda bir kültürel sorumluluk. Her bir eser, bu milletin hafızasında yer etmiş değerli bir hazine. Biz de bu hazineleri gelecek kuşaklara ulaştırmak için var gücümüzle çalışıyoruz.”
İstanbul’un Kültür Haritasında Güçlü Bir Yer Ediniyor
Ataşehir ve Kızıltoprak’taki bu korolar, İstanbul’un sanat yaşamına önemli katkılar sağlarken, müzikseverler için de alternatif bir yaşam biçimi sunuyor. Katılımcılar, yalnızca müzik eğitimi almakla kalmıyor; aynı zamanda toplumsal dayanışma ve kültürel paylaşımın bir parçası oluyor.
Musikiyle Yükselen Bir Şehir
Şef Murat Seçkin’in öncülüğünde çalışmalarını sürdüren bu iki topluluk, İstanbul’un sanatla nefes almasını sağlıyor. Her konser, Türk musikisinin yaşatılması adına atılmış güçlü bir adım olarak öne çıkıyor. Kızıltoprak ve Ataşehir, bugün artık sadece semt isimleri değil; Türk müziğinin kalbinin attığı merkezler olarak anılıyor.