Türkiye’nin emeklilik sistemi yeniden tartışmaya açıldı. “Kademeli emeklilik” sadece teknik bir düzenleme olmaktan çıkıp, milyonlarca çalışanın adalet beklentisini simgeleyen toplumsal bir talep haline geldi. Özellikle 8 Eylül 1999 sonrası işe başlayanlar için emeklilikte oluşan büyük yaş farkı, kamuoyunda büyük bir vicdani sorgulama yarattı.
8 Eylül 1999: Emeklilikte Dönüm Noktası
Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin seyrini değiştiren bu tarih, aynı işyerinde çalışan iki kişi arasında bile 15-17 yıla kadar fark yaratıyor. Örneğin biri 43 yaşında emekli olabilirken, diğeri 60 yaşına kadar çalışmak zorunda kalıyor. Bu durum, hem bireysel adalet duygusunu hem de sisteme olan güveni zedeliyor.
EMADDER: Adil Bir Geçiş İçin Sahada
Emeklilikte Adalet Derneği (EMADDER), bu sistemsel adaletsizliğe karşı çözüm önerileri geliştiriyor. Dernek, kademeli emeklilik modeliyle 1999 sonrası mağdurlarına adil bir geçiş sunmayı hedefliyor. Önerileri arasında emeklilik yaşının kadınlar için 38, erkekler için 43’ten başlaması yer alıyor. Bu öneri geniş bir kesimden destek bulurken, kamu finansmanı açısından bazı bürokratik çevreler temkinli yaklaşıyor.
Kulislerde 48-50 Yaş Aralığı Konuşuluyor
Ankara kulislerinde konuşulan en güçlü alternatiflerden biri, emekliliğin 48-50 yaş aralığında başlaması. Bu yaş aralığının hem sosyal dengeyi hem de mali sürdürülebilirliği sağlayabileceği düşünülüyor. Alternatif olarak, sabit yaş modeli de gündemde. Bu modelde, 1999-2008 yılları arasında sigortalı olanlara kadınlarda 53, erkeklerde 55 yaşında emeklilik hakkı verilmesi planlanıyor.
Sadece Yaş Değil, Kronik Sorunlara da Çözüm Olabilir
Kademeli emeklilik düzenlemesi yalnızca yaş sınırlarını değiştirmekle kalmayabilir. Staj ve çıraklık sürelerinin sigortaya dahil edilmesi, askerlik ve doğum borçlanmalarındaki eşitsizlikler, Bağ-Kur tescil sorunları gibi yıllardır çözülemeyen kronik sıkıntıların da bu süreçte çözüme kavuşması gündemde.
“Bir Günle 17 Yıl Geç Emekli Olunmaz”
Uzmanlar, emeklilik sistemindeki bu uçurumu bir yasa boşluğu değil, sistem hatası olarak değerlendiriyor. “Emeklilik yaşı hakkaniyetle belirlenmeli; sadece rakamlarla değil, hayatlarla ölçülmelidir” görüşü geniş bir kesim tarafından dile getiriliyor.
Vatandaş Soruyor: SGK İhya Şartları Ne?
Soru:
Mehmet Akif Bey, 3 Nisan 1995’te sigortalı oldum. Ancak emeklilik için gerekli prim gün sayım henüz tamam değil. 622 günüm eksik. Geçmişte dondurulmuş Bağ-Kur günlerim var, 1347 gün. SGK, bu sürelerin tamamını ihya etmem gerektiğini söylüyor. Bu doğru mu?
– Nilay Hanım / Gaziantep
Cevap:
Evet Nilay Hanım, SGK'nın size aktardığı bilgi doğrudur. Dondurulmuş Bağ-Kur hizmetlerinizi tekrar geçerli kılmak için tüm sürenin ihyası gerekiyor. Yani eksik olan 622 günü değil, 1347 günlük sürenin tamamını borçlanmalısınız. Bu uygulama doğum ve askerlik borçlanmalarında olduğu gibi “kısmi değil, tam borçlanma” esasına dayanıyor.
2025 yılı itibarıyla bir günlük ihya bedeli 301,22 TL. Bu hesaba göre 1347 gün için toplam ödeme tutarı yaklaşık 405.743,34 TL’dir.
Ancak önemli bir uyarı: Bu ihya işlemini yaptıktan sonra emeklilik statünüz Bağ-Kur’a geçebilir. Eğer SSK’dan emekli olmak istiyorsanız, ihyadan sonra en az 1261 gün daha SSK kapsamında çalışmanız gerekir. Bu nedenle ödeme yapmadan önce emeklilik stratejinizi netleştirmenizi öneririz.