İtalyan futbolunun en dikkat çeken isimlerinden biri olan Aurelio De Laurentiis, yalnızca Napoli Kulübü Başkanı olarak değil, aynı zamanda tanınmış bir film yapımcısı olarak da biliniyor. Son günlerde Galatasaray’ın Victor Osimhen transfer girişimleri sırasında adı yeniden gündeme gelen De Laurentiis, futbol kamuoyunun yakından takip ettiği sert pazarlıkçı yapısıyla öne çıkıyor.
1949 doğumlu Aurelio De Laurentiis, kariyerine İtalyan sinemasında başladı. Ancak 2004 yılında iflas eden Napoli’yi satın alarak futbola adım attı. Kulübü C1 liginden alıp birkaç yıl içinde Serie A’ya taşıdı. Bu süreçte Napoli'nin tüm borçlarını üstlendi, altyapıya yatırım yaptı ve ekonomik istikrar sağladı. De Laurentiis’in liderliğinde Napoli, 2 Serie A şampiyonluğu ve bir İtalya Kupası kazanarak yeniden Avrupa’nın saygın kulüpleri arasında yer aldı.
De Laurentiis’in başkanlık tarzı, inatçı ve kararlı yönetim anlayışıyla dikkat çekiyor. Oyunculara biçtiği yüksek bonservis bedelleri nedeniyle birçok transferi bilinçli şekilde çıkmaza sürüklediği biliniyor. Bu tutumu, Galatasaray’ın Victor Osimhen transferinde yaşadığı zorluklara da yansıdı. Geçmişte Osimhen için 200 milyon Euro öneren PSG’yi geri çeviren De Laurentiis, bugün bu futbolcuyu 70 milyon Euro'ya dahi elden çıkaramıyor.
Benzer bir örnek de Khvicha Kvaratskhelia transferinde yaşandı. Gürcü yıldızı PSG’ye 60 milyon Euro’ya satan başkan, Kalidou Koulibaly’yi de 80 milyon Euro beklentisine rağmen 40 milyon Euro’ya Chelsea’ye göndermek zorunda kaldı. Buna rağmen Napoli taraftarları nezdinde kulübü iflastan kurtaran adam olarak saygı görmeye devam ediyor.
2022 yılında yaptığı, "Afrikalı futbolcuları Afrika Uluslar Kupası’na katılmama şartıyla transfer ederim" açıklaması, futbol dünyasında tepki çekmişti. Aynı yıl Napoli için gelen 2.5 milyar Euro'luk satın alma teklifini de reddetti. Kulübü bir aile mirası olarak gördüğünü belirten De Laurentiis, Napoli’yi satmayı düşünmediğini açıkladı.
Bugün hâlâ transfer masasındaki en sert pazarlıkçılardan biri olan Aurelio De Laurentiis, Victor Osimhen örneğinde olduğu gibi teklifleri değerlendirirken duygusal bağlar, finansal hedefler ve kulübün imajını aynı anda gözetiyor. Bu da Galatasaray gibi kulüplerin transfer sürecinde zorluk yaşamasına neden oluyor.