Türk musikisinin önde gelen isimlerinden neyzen, ebru sanatçısı ve fotoğrafçı Niyazi Sayın 98 yaşında yaşamını yitirdi. Geleneksel Türk sanatlarına olan derin ilgisi, çok yönlü sanat anlayışı ve yetiştirdiği öğrencilerle kültür dünyasında iz bırakan Sayın’ın vefat haberi sanat camiasında büyük üzüntüyle karşılandı.
2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülen sanatçı, yalnızca bir neyzen değil, aynı zamanda ebru, ciltçilik, sedef kakma, fotoğrafçılık ve tesbih koleksiyonculuğu gibi pek çok alanda eserler üretmişti. Türk musikisi ve geleneksel sanatlara ömrünü adayan Niyazi Sayın, hem icracı hem de eğitmen olarak sanat dünyasında derin izler bıraktı.
Niyazi Sayın Kimdir, Nerelidir?
12 Şubat 1927’de İstanbul Üsküdar’da dünyaya gelen Niyazi Sayın, baba tarafından Makedonya’nın Resne bölgesinden gelen bir ailedendir. Eğitim hayatına Üsküdar Paşakapı’da başlayan Sayın, lise eğitimini savaş koşulları ve babasının vefatı nedeniyle tamamlayamadı. Müziğe olan ilgisi çocuk yaşlarda başladı. Özellikle Tanburi Cemil Bey’in plaklarından etkilenerek müziğe yöneldi. 1947 yılında Mustafa Düzgünman ile tanışması, hayatının dönüm noktalarından biri oldu. Aynı yıllarda ebru, ciltçilik ve fotoğrafçılıkla da ilgilenmeye başladı.
Sanat Hayatında Bıraktığı İzler
1948 yılında ilk neyini alan Sayın, Neyzen Gavsi Baykara’dan ders aldı. 1950’li yıllarda İstanbul Radyosu’nda ney icraları gerçekleştirdi, İstanbul Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti’nde ve Münir Nurettin Selçuk’un konserlerinde yer aldı. 1976 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’na öğretim üyesi olarak katıldı ve Nefesli Sazlar Bölüm Başkanlığı görevini üstlendi. Niyazi Sayın, yalnızca bir sanat icracısı değil; aynı zamanda bilgiyi aktaran bir öğretmen olarak da Türk sanat dünyasında derin bir saygıyla anıldı. Yetiştirdiği öğrenciler ve sanat alanındaki çok yönlü çalışmalarıyla uzun yıllar boyunca kültürel mirasa katkı sağladı.




