Tekirdağ ili Çerkezköy ilçesi Kızılpınar Fatih Sultan Mehmet Camii’nde Cuma hutbesini irad eden din görevlisine yönelik gerçekleştirilen sözlü saldırı, tehditkâr tutum ve açık saygısızlık kamuoyunda tepkiye yol açtı. Tekbir-Sen, yaşanan olayı en güçlü ifadelerle kınadığını açıkladı.
“Bu Olay İbadet Hürriyetine Açık Bir Saldırıdır”
Tekbir-Sen Genel Başkanı Zübeyir Demirkaya, söz konusu olayın münferit bir taşkınlık olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek, “Bu hadise; ibadet hürriyetine, kamu görevlisinin görev dokunulmazlığına ve camilerin manevî dokusuna yönelik açık bir saldırıdır” ifadelerini kullandı.
Hutbe İlahi Hükümlerin Kürsüsüdür
Açıklamada, Anayasa’nın 24. maddesiyle güvence altına alınan din ve ibadet hürriyetine dikkat çekilerek, hutbe kürsüsünün din görevlilerinin İslam’ın açık hükümlerini baskı ve tehdit altında kalmadan tebliğ etmekle yükümlü olduğu mukaddes bir makam olduğu vurgulandı.
Alkolün haram oluşu ve yılbaşı kutlamalarının İslam inancıyla bağdaşmadığı gerçeğinin kişisel yorum değil, dinin sabit hükümleri olduğu ifade edildi. Bu hususların hutbede dile getirilmesinin din görevlisinin görevi ve kamu hizmeti sorumluluğunun bir gereği olduğu kaydedildi.
Camide Provokasyon Kamu Düzenine Müdahaledir
Cuma namazı esnasında hutbenin kesilmesi, din görevlisine bağırılması ve cemaatin provoke edilmesinin suç teşkil ettiğine dikkat çekilen açıklamada, Türk Ceza Kanunu’nun 115. maddesi (inanç ve ibadet hürriyetinin engellenmesi), 125 ve 106. maddeleri (hakaret ve tehdit) kapsamında hukuki sorumluluk doğurduğu belirtildi.
Bu tür davranışların ifade özgürlüğü değil, kamu düzenine yönelik açık bir müdahale olduğu vurgulandı.
“Mihrabın Sesi Susturulamaz”
Tekbir-Sen tarafından yapılan açıklamada, hiçbir kişi ya da grubun camiyi ve hutbeyi kendi ideolojik ya da dünyevî hassasiyetlerine göre şekillendiremeyeceği ifade edildi. Din görevlilerinin hakikati söylemeye ve dini doğru anlatmaya devam edeceği kaydedildi.
Hukuki Süreç Yakından Takip Edilecek
Tekbir-Sen, din görevlisine yönelik saldırının idari ve adli boyutlarıyla sonuna kadar takip edileceğini, sorumlular hakkında gerekli suç duyurularının yapılması için her türlü hukuki desteğin sağlanacağını kamuoyuna duyurdu.
“Din Görevlilerimiz Yalnız Değildir”
Açıklamanın sonunda, din görevlilerinin yalnız olmadığı vurgulanarak, “Mihrabın izzeti, hutbenin haysiyeti ve din görevlisinin hukuku bizim kırmızı çizgimizdir. Bu çizgiyi aşmaya kalkanlar, karşılarında Tekbir-Sen’i ve hukuku bulacaktır” ifadelerine yer verildi.