Her ne kadar şehir, doğrudan işgal edilmemiş olsa da yaşanan bu iç isyan, Anadolu’daki direnişi zayıflatma tehlikesi oluşturdu.
Çapanoğlu Ailesi Neden Ayaklandı?
Yozgat, Mondros Mütarekesi sonrası Ankara merkezli 20. Kolordu’nun denetimi altında bulunuyordu. Ancak bölgedeki idari kadroların Kuva-yı Milliye’ye karşı olumsuz tavırları nedeniyle direniş hareketi uzun süre zayıf kalmıştı. Bu tutum, Ankara Valisi Muhittin Paşa ve Yozgat Mutasarrıfı Necip Bey’in Kuva-yı Milliye karşıtı hareketleriyle daha da belirginleşti.
Ancak dönemin lider kadrosu harekete geçti. Muhittin Paşa 19 Eylül 1919’da tutuklanırken, Necip Bey de 20 Ekim 1919’da görevden alındı. Böylece şehirde Milli Mücadele’ye destek olacak bir yapı oluşmaya başladı. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Yozgat Şubesi kuruldu. Başçavuşzade Ahmet Efendi’nin başkanlığında, Müftü Hulusi Efendi ve Çapanoğlu ailesinden Edip ve Celal Bey’ler de yönetime dahil oldu.
Ancak bu birliktelik uzun sürmedi. Cemiyet içinde özellikle Müftü Hulusi Efendi ile Edip ve Celal Bey’ler arasında yaşanan görüş ayrılıkları, şehirdeki güç dengesini sarstı. Çapanoğlu ailesinin bu ayrılıklardan doğan memnuniyetsizliği ve merkezden gelen otoriteye karşı tavrı, 1919 yılı sonlarında büyük bir isyana dönüşecekti.
İç İsyan Milli Mücadele’yi Nasıl Etkiledi?
Yozgat’taki Çapanoğlu İsyanı, sadece bir aile meselesi ya da yerel bir anlaşmazlık olarak kalmadı. Anadolu’nun dört bir yanında güçlükle örgütlenmeye çalışan Kuva-yı Milliye için ciddi bir tehdit haline geldi. Sivas Kongresi sonrasında kurumsallaşmaya başlayan milli direniş hareketi, bu tür isyanlarla hem moral hem de askeri anlamda zayıflama tehlikesi yaşadı. Yozgat'taki iç karışıklıklar, batı cephelerine asker ve lojistik destek gönderilmesini geciktirdi.
Cumhuriyet Döneminde Yozgat’ın Yeni Kimliği
Çapanoğlu İsyanı sonrasında Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, Yozgat (eski adıyla Bozok), Türkiye’nin 60 vilayetinden biri olarak yapılandırıldı. 1927’de Yozgat adını resmen alan şehir, ilk etapta üç ilçe merkezine (Merkez, Akdağmadeni, Boğazlıyan) sahipti. 1928’de Sorgun’un da ilçe yapılmasıyla ilçe sayısı dörde çıktı. Zaman içinde yapılan idari düzenlemelerle bugün Yozgat, 14 ilçesi, 22 beldesi ve 558 köyü ile Türkiye’nin köklü illerinden biri konumunda.
Tarihe Düşülen Not: Çapanoğlu İsyanı
Yozgat’ın Milli Mücadele yıllarındaki bu trajik ama öğretici süreci, iç huzurun ve birlikteliğin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Çapanoğlu İsyanı, yalnızca bir tarihi olay değil, aynı zamanda genç Türkiye Cumhuriyeti’nin karşılaştığı en çetin sınavlardan biri olarak tarihe geçti.