Her hafta Salı ve Çarşamba günleri kurulan Yozgat köylü pazarları, vatandaşların en çok tercih ettiği alışveriş alanlarından biri olmaya devam ediyor.
Şehrin farklı köylerinden gelen pazar esnafı, yıllardır süregelen geleneğiyle taze ve doğal ürünlerini satışa sunuyor. Esnaf ve müşterilerin buluşma noktası olan pazarlar, bir yandan bereketli satışlar yaşanırken, diğer yandan esnafların mücadelesine de tanıklık ediyor.
Zorluklara rağmen mesleği sürdürüyor
Yalçın Bal, Topaç Köyünden getirdiği mısır, domates, fasulye gibi mahsullerle 20 yıldır pazar esnaflığı yapıyor. Bazen verdiği emeklerin karşılığını alamadığı zamanlar olduğunu dile getiren Bal, zorluklara rağmen mesleğini sürdürüyor.
Ecrin Buğlem Akdağ ise Kuşçu köyünden geliyor ve 5 yaşından beri babasına yardım ediyor. Ailesi ile birlikte dolma biber, kıl biber, kırmızı biber ve fasulye gibi ürünler satan Akdağ, emeğinin karşılığını aldıklarını ve memnun olduklarını belirtiyor.
Ortayı bulmaya çalışıyoruz
Duran Kayıştay, 22 yıllık pazar esnaflığı serüveninde Bişek köyünden getirdiği biber çeşitleri, fasulye, acur ve domatesle alıcılarını bekliyor. Bu sene yaşanan fiyat artışlarının kendilerini zorladığını belirten Kayıştay,
"Milletin alım gücü yok. Bizlerin de maliyetleri arttı. Millet pahalı diyor, bize göre de ucuz geliyor. Ortayı bulmaya çalışıyoruz. Emeğimizin karşılığını sadece geçimimizi giderek alıyoruz" diye konuşuyor.
Salih Kılıç, 30-35 yıllık pazar esnaflığı kariyerinde biber, domates, salatalık, fasulye gibi birçok ürün sunuyor. "Allah bereket versin," diyerek esnaf olmanın getirdiği zorlukları kabulleniyor ve emeğinin karşılığını almaktan memnuniyet duyuyor.
Köylü pazarları, esnafların ve vatandaşların doğrudan ticaret yaptığı, ürünlerin taze ve doğal olduğu yerler olarak biliniyor. Ancak görünenin aksine, esnaflar için hem bereket anlamına gelen hem de çeşitli zorluklarla dolu olan bu pazarlar, tüketici ile üreticiyi buluştururken, aynı zamanda esnafın alın teri ve emeğinin merkezi oluyor.