Kültür-Sanat

Yozgat Sözleri: Yozgat’a Özgü En Güzel Atasözleri ve Deyimler

Yozgat yöresine ait atasözleri ve deyimler, yöre insanının mizahını, hayat tecrübelerini ve sosyal ilişkilerini yansıtan güçlü anlatım biçimleridir.

Abone Ol

Hem milli hem yerel özellikler taşıyan bu sözler, halk kültürünün yaşayan birer parçası olarak değer taşımaktadır.

Yozgat’ın folklorik zenginliği içinde özel bir yer tutan deyim ve atasözleri, hem günlük konuşma dilinde hem de nesilden nesile aktarılan sohbetlerde yer almaya devam ediyor. Bu sözler, sadece Yozgat halkının değil, aynı zamanda Türk milletinin ortak değerlerini ve dünya görüşünü yansıtır niteliktedir.

Yöreye ait kalıplaşmış sözler arasında yer alan “Abdalın eşeği kaçmış da keşkem de keşkem demiş” ifadesi, başa gelen olayların ardından pişmanlık duymanın faydasızlığını ortaya koyarken, “İstanbul’dan gelen eşek kırk gün at gibi gezer” deyimi ise dış görünüşe aldanmamayı öğütlüyor.

Günlük Yaşama Mizahi ve Gerçekçi Dokunuşlar

Yozgat deyimlerinin büyük bölümü doğrudan halkın yaşam pratiğinden süzülerek ortaya çıkmış. Örneğin, “Düğün evini bilmiyor, dımbırtıla göbek atıyor” deyimi, konuyu bilmeden işgüzarlık yapanları iğneleyici bir üslupla anlatıyor. “Islık eşeğin yaylasıdır” gibi sözler ise hem yöresel hem de esprili yönüyle dikkat çekiyor.

Yine “İtin aklı eksiği baklavadan pay umar” ya da “Veresi deyince alasım geldi, alacaklı gelince kaçasım geldi” gibi deyimler, toplumun ekonomik ilişkilerine ve insan psikolojisine dair çarpıcı gözlemler sunuyor.

İşte Yozgat atasözleri ve deyimler

  • Abdalın eşeği kaçmış da keşkem de keşkem demiş.
  • At yedi günde it yediği günde belli eder.
  • Babamın evi uzak olsa övünmesi kolay olsa.
  • Bağı gör, üzüm olsun, üzüm yemeye yüzün olsun.
  • Boşboğazın sigarası yanmaz.
  • Davar, kömünü itsiz, sahibini etsiz bırakmaz.
  • Dek duranın devesi ölmez.
  • Devenin dişi, avradın yaşı sorulmaz.
  • Düğün evini bilmiyor, dımbırtıla göbek atıyor.
  • EI sana daşınan (taş ile) sen ona aşınan var.
  • Elinin battığı yenir.
  • Eşeğin canı yanarsa atı geçer.
  • Her gördüğün zengini baba; her gördüğün sakallıyı dede sanma
  • İki taşar bir coşar, güzelin aşı tez pişer.
  • İstanbul’dan gelen eşek kırk gün at gibi gezer.
  • İtin aklı eksiği baklavadan pay umar.
  • Kara kazanın yanına varma, karası bulaşır.
  • Kepeğe katsan it yemez, arpaya koysan at yemez.
  • Kurt koyunun pahalı olduğunu bilmez.
  • Öfke gelir göz kızarır, öfke gider yüz kızarır.
  • Sıpalı eşek yığın dağıtır.
  • Yal yiyen it, yüzünden belli olur.
  • Züğürt olup düşünmektense uyuz olup kaşınmak iyidir.
  • Açma kutuyu, söyletme kötüyü.
  • Aklımda duruncaya kadar karnımda dursun.
  • Baskısız yoncayı el alır.
  • Bir beziden iki ekmek çıkmaz.
  • Bir köyü eşeğe bindirir, üstüne de kendisi biner.
  • Çağrılmadık yere çörekçi ile börekçi gider.
  • Çayın hakkı üç, ev sahibi gülüyor içtikçe iç.
  • Dana papuç yiyor bunda bir iş var.
  • Danışa danışa danayı kurda yedirdi.
  • Değirmene vardım derdim yanmaya, değirmen başladı fır fır dönmeye.
  • El ayranı ciğer soğutmaz.
  • El içinde vasiyet ettik ölmezsek olmaz.
  • Eşek tavlanmakla yola gelmez.
  • Evlek evlek sattık, böyle böyle battık.
  • Galbur suya gitti gör ki ne getire.
  • Islık eşeğin yaylasıdır.
  • İnek almıyor, dana emmiyor.
  • Leylek benim neden kuşum, yazın gelir güzün gider.
  • Melesem etim yenir.
  • Suyu çekilmiş değirmene dönmek.
  • Tahsil cehli getirir, insanlık öğretmez.
  • Veresi deyince alasım geldi, alacaklı gelince kaçasım geldi.