Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, yaptığı açıklamada, açıklanan fiyatların çiftçinin beklentilerini karşılamadığını ve artan girdi maliyetleri karşısında üreticinin mağdur olabileceğini vurguladı.
TMO’nun 2025 Buğday Alım Fiyatları Tartışılıyor
TMO, 2025 yılı için buğday alım fiyatını ton başına 13.500 TL olarak açıkladı. Ancak Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, bu fiyatın yüzeysel olarak bir artış gibi görünse de, çiftçinin gerçek kazancına katkı sunmadığını belirtti. Açıkgöz, “2024 yılında ton başına 9.200 TL alım fiyatına eklenen 1.700 TL prim desteği ile çiftçimiz 10.900 TL gelir elde ediyordu. Bu yıl prim desteği kaldırıldı, yerine verilen destek üreticinin cebine doğrudan yansımıyor” dedi.
Piyasa Gerçekleri Fiyatların Altında
Başkan Açıkgöz, Yozgat’ta buğdayın piyasa fiyatının 11.000 TL ile 12.000 TL arasında değiştiğini belirterek, “TMO’nun açıkladığı 13.500 TL’lik tavan fiyat sahada karşılık bulmuyor. Çiftçimiz, ürününü bu rakamın çok altında satmak zorunda kalıyor” şeklinde konuştu.
Destekleme Ödemesi Geç ve Etkisiz
TMO’nun ton başına açıkladığı 2.520 TL’lik destekleme ödemesine de değinen Açıkgöz, bu ödemelerin vadeli ve gecikmeli yapıldığını, dolayısıyla üreticiye doğrudan katkı sağlamadığını belirtti. “Destekleme ödemeleri kağıt üzerinde var ama çiftçinin cebine zamanında girmiyor, reel piyasa değerini yansıtmıyor” dedi.
Artan Girdi Maliyetleri Çiftçiyi Zorluyor
Açıkgöz, mazot, gübre, tohum ve ilaç gibi temel tarımsal girdilerdeki fiyat artışlarının üreticiyi üretimden soğuttuğuna dikkat çekerek, “Mazot ve gübre başta olmak üzere tüm girdiler neredeyse iki katına çıktı. Açıklanan fiyatlar çiftçimizin maliyetlerini karşılamaktan uzak. Çiftçimiz emeğinin karşılığını alamıyor, zarar ediyor” ifadelerini kullandı.
"Bu Sadece Çiftçinin Değil, Ülkenin Meselesi"
Çiftçinin zarar etmeden üretim yapmasının bir milli mesele olduğunu vurgulayan Açıkgöz, hükümet yetkililerine ve ilgili kurumlara çağrıda bulundu:
“Buğday alım fiyatları, bölgesel piyasa şartları ve gerçek üretim maliyetleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli. Aksi halde yalnızca çiftçimiz değil, gıda güvenliği ve milli ekonomi de ciddi zarar görür.”
