İnsanlar, hem damak tadına kavuşmak hem de Yozgat’ın samimiyetini hissetmek için sabırla bekledi.
HALİL İBRAHİM SOFRASININ İZİNDE
Restoranın sahibi, hayırsever iş insanı Zafer Özışık, yıllardır bu mekanı yalnızca ticari bir işletme olarak görmedi. Kapısından içeri giren garip, guraba, yolda kalmış ya da dara düşmüş kim varsa, sofradan aç kalkmadı. Adeta bir Halil İbrahim sofrası gibi… İşte bu yaklaşım, hem kalplerde yer etti hem de işlere bereket olarak geri döndü.

LEZZETİN ÖTESİNDE KÜLTÜR ELÇİLİĞİ
Yozgat’a ve insanlara sevdalı İş İnsanı Zafer Özışık için restoran işletmek yalnızca yemek satmak değil. Her gelen misafire Yozgat’ın kültürünü, misafirperverliğini hissettirmek en büyük önceliği oldu. Bu yönüyle Zafer Türk Mutfağı, adeta Yozgat’ın gönüllü bir kültür elçisine dönüştü.
LEZZET VE UYGUN FİYATIN BULUŞMASI
Elbette bu hikayeyi sadece samimiyet değil, mutfağın eşsiz lezzeti de büyütüyor. Özenle hazırlanan yemekler, damaklarda iz bırakırken; fiyatlarının makul oluşu da Türkiye’de örnek gösterilecek bir denge sağlıyor. Misafirler hem kaliteli bir sofrada ağırlanıyor hem de bütçelerini zorlamıyor.

YOZGAT’TAN TÜRKİYE’YE YAYILAN BİR MARKA
Hafta sonu kapıda oluşan uzun kuyruklar gösteriyor ki, Zafer Türk Mutfağı artık Yozgat’ın ötesinde bir marka değerine dönüşmüş durumda. Lezzetin, samimiyetin ve hayırseverliğin birleştiği bu mekan, yalnızca bir restoran değil; Yozgat’ın misafirperver ruhunun yaşayan bir temsilcisi haline geldi.





