İmece usulüyle hazırlanan yufka ekmekler, hem kültürel mirasın yaşatılmasına katkı sağlıyor hem de dayanışma ruhunu pekiştiriyor.
Köyde yüzyıllardır sürdürülen bu gelenek kapsamında, kadınlar sabahın erken saatlerinde bir araya gelerek un, su ve tuzla hamur yoğuruyor. Küçük bezeler halinde hazırlanan hamurlar, oklavayla incecik açılıyor ve ardından sac üzerinde pişiriliyor. Sacda pişen yufkalar serin ortamlarda saklanarak uzun süre tüketilebiliyor.
Kadın Dayanışmasının En Güzel Örneği
Gümüşdiğin Köyü’nde yufka ekmek yapımına katılan Saniye Aslan, komşuluk ve yardımlaşma kültürünün önemine dikkat çekerek, “Komşularımızla yardımlaşarak ekmek yapıyoruz. Buraya yardım etmeye geldim. Eşimizle dostumuzla her zaman böyle yardımlaşırız. Her zaman fırından ekmek gelmediği, köye ulaşım zor olduğu için yufka ekmek yaparız. Kendi ekmeğimizi kendimiz yaparız. Şimdi yaz ekmeği yapıyoruz, onuncu ayda da kış ekmeği yaparız” dedi.
Hem Sofralar Şenleniyor Hem Gelenekler Yaşatılıyor
Yufka ekmek hazırlığında bulunan bir diğer köy sakini Lütfiye Akarsu ise, “Komşularımızla yardımlaşarak yazlık yiyeceğimizi yapıyoruz. Katmer, gözleme, yufka yapıyoruz. Yardımlaşma usulüyle hazırlayıp tüketiyoruz. Bu şekilde hem soframızı şenlendiriyoruz hem de kendimizi idare ediyoruz” şeklinde konuştu.
Kültürel Miras Yaşatılıyor
İmece usulü yufka ekmek yapımı, yalnızca bir yemek hazırlama süreci olmanın ötesinde, kadınların sosyalleştiği, sohbet ettiği ve komşuluk bağlarını güçlendirdiği önemli bir kültürel etkinlik olarak dikkat çekiyor. Yozgat’ta yaz-kış tüketilen bu ekmek türü, kırsal yaşamın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
