Mimari yapısı ve geçmişiyle dikkat çeken bu tarihi yapı, bugün hem ibadethane hem de kültürel bir durak olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
Fatih Camii, tarih boyunca farklı amaçlarla kullanıldı. Kilise olarak inşa edilen yapı, uzun süre depo ve atölye gibi işlevlerde kullanıldıktan sonra 1996 yılında camiye çevrildi. Çapanoğlu Camii’ne yalnızca 150 metre mesafede bulunan bu yapı, Yozgat’ın çok katmanlı tarihine tanıklık eden nadir yapılardan biri.
Farklı Mimari Özellikleriyle Öne Çıkıyor
Doğu-batı eksenli olarak planlanan cami, iç mekânda üç nefe ayrılıyor. Beşik tonozlarla örtülen nefler, yüksek kaideli sütunlarla taşınıyor. Batı cephesinde yer alan galeri mahfili ve doğudaki apsis bölümü, yapının kilise geçmişine işaret ediyor. Ayrıca, güneybatı köşesine sonradan eklenen minare de yapının cami kimliğini pekiştiriyor.
Restorasyonla Tarihi Dokusuna Kavuştu
Yıllarca farklı işlevlerle kullanılan yapı, 2019 yılında başlatılan kapsamlı restorasyonla özgün taş dokusuna kavuşturuldu. Yapının üzerindeki çimento sıvalar temizlendi, iç mekândaki eğimler düzeltildi ve özgün mimari unsurlar gün yüzüne çıkarıldı.
Fatih Camii, bugün hem ibadet edenler hem de tarih ve mimariye ilgi duyanlar için sessiz, sade ve huzurlu bir mekân olarak öne çıkıyor. Yozgat’ın geçmişine tanıklık etmek isteyenler için görülmeye değer bir durak.