Çevreye sahip çıkma konusunda çok duyarsız hale geldik. Öyle ki geri kalmış ülkeleri aratmiyoruz. Bu durum çevresine duyarlı insanları son derece rahatsız ediyor. Ben de bu konuda çok rahatsız olan bir kardeşinizim.Bana ve benim ülkemin insanlarına bu yakışmıyor.
Bakın ormanlarımız yanıp kül oluyor ülkemiz çöllesiyor. Evler hayvanlar bütün canlılar yanıp kül oluyor. Yangınlar sonucu çok mağdur olan insanımız var. Biz bu kadar vahşi ve gaddar olamayız. Bizzat yakan hainler var; bir de yangına davetiye çıkaran insanlarımız var.Allah dan korkun ya biz ne zaman bu kadar vahşi ve duyarsız hale geldik?
Özellikle piknik alanları çöpten pislikten geçilmiyor. O poşetler o kağıtlar ve o cam kırıkları yangına davetiye çıkarıyor. Bunları poşetleyip çöp bidonlarına atmak çok mu zor Allah aşkına? Biz niye bu denli duyarsız hale geldik. Biz niye çevremizi kirletiyoruz?
İnsanlara bir şey anlatamiyorsunuz herkes ateş topu gibi patlayiveriyor. Uyaramiyorsunuz da uyarınca adam sizinle kavga ediyor. Böyle bir insanlık, Müslümanlık kardeşlik olur mu ? Müslümanız, kardeşiz ama birbirimizi ikaz edip uyaramiyoruz.
Geçenlerde görmüşsünüzdür sosyal medyada vardı paylaşımı: Genç bir delikanlı ayakları ile vurup cami abdesthanelerinin musluklarını kırıyordu. Bayağı da zarar vermişti... Bunu yetiştiren anne ve babaya ne demeli. Yahu bu kadar mı sapıttık biz? Cezalarda caydırıcı değil ne yapacağız şimdi? Kolunumu keseceğiz; adam edip topluma mı kazandıracağız?
Çok uzaklara gitmeyin cumartesi pazar akşam üstü piknik alanlarıni dolaşıp çevreye yapılan saygısızlığı görün Allah aşkına! Biz bu değiliz biz bu kadar duyarsız değiliz, olamayız yakışmıyor bize...
Görevliler diyorum ama onlarında fazla yetkisi yok: Kanun yasa çıkarılmalı çevreyi kirleten çöp döken yangın çıkaran cezalandırılmalı. Para cezası, hüküm cezası ya da pisligini zorla temizletme cezası verilmeli...
Şu yasayı çıkarın, gafiller ve hainlere ağır cezanın yanı sıra; uzun bir süre esir gibi tutup ağaç diktirmek ve burunlarıni sürtmek lazım derim: siz ne dersiniz bilmem de...
Çevreye zarar verenler konusunda acımasız davranıp ceza ise ceza hükümse hüküm, uygulama ise uygulama yaptırıp o verdiği zararı ortadan kaldırmak en makul olanı değil midir?
Hiç kimse: Kamunun ortak malı olan eşyalara, alanlara zarar verme hakkına sahip değildir. Böyle bir yetkisi de yok. Kişinin anladığı dilden uyarıda bulunmak şart... Bütün dünya bunu yapıyor ve çevresine zarar verenleri cezalandırıyor.
Ülkemi seviyorum, ben vatanseverim diyeceksin; sonrada ülkeni kirletip çöplüğe dönüştüreceksin, kamu malına zarar vereceksin: yok böyle bir hürriyet! Yok böyle bir kepazelik...
Bu konularda belediyelere güvenlik güçlerine yetki verilmeli; uyarılar ve cezalar onlar tarafından yapılmalı. Uyarılara uymayanlar da ilgili birimlere sevk edilmeli. Çevreyi koruma ve kamu malına sahip çıkma durumu ihmal edilmemeli.
Bu konuda tutuklu olanlara bizzat uygulamalı olarak çevre duyarlılığı da anlatılmalı. Ekmek elden su gölden deyip yeyip içip yatmak yok; herkes ülkesine- çevresine verdiği zararı çalışarak telafi etmeli.Cezaevleri yan gelip yatılan yerler değil ıslah edilen yerlere dönüştürülmeli.
Biz Türk Milleti olarak bu duyarsızlığı hak etmiyoruz.