Cumâ Bayramınızı  'Gün Akşama Yaslanmadan" başlıklı bir şiir ile teberrüken tebrik ediyor; mübârek
Ramazan ayının, Cuma gece ve  gündüzünün feyzinden, hayrından,  bereketinden ve rahmetinden müstefid olmamızı  Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. 
Hayırlı Cumalar...
Bâkî Selâmlar...
 
     GÜN AKŞAMA YASLANMADAN
O Yâr, aşkın menzîlidir; kalbe muhabbet gerek...
Bu sevdâya vuslat için aşk-ı müebbet gerek...

Bir 'Mevcud-u Meçhûl' olan Sultanlar Sultanı’nı,
Nazargâhta fehmetmeye göze ferâset gerek.

Elest Meclisi’nde ervâh, Rabb’e tâbî olurken;
Mâverâya yelken açan gönle meveddet gerek.

Kâinâtın her zerresi O’nu terennüm eder,
Bu besteyi idrâk için önce Mârifet gerek.

"Lâ maksûde illâllah"ın (1) makâmı âlîsine 
Ehl-i irfan âşinâdır, sırr-ı kurbiyet gerek.

“Lâ teknetû…” (2) muştusu var cümle günahkârlara,
"Rahîm” ism-i şerifinden abde merhamet gerek.

Tevbe-i nasuh ederek  çal Rabb'in kapısını,
Güvenme hiç ameline, kula mağfiret gerek.

Kimseler derdine dermân eyleyemez ey gönül,
Dil tutuşsa deryâ yetmez, Hüdâ'dan rahmet gerek.
 Unutma ki derd ü belâ "Mahbûb'un kemendidir", Celâĺ'inden cefâ gelse sabr u sükûnet gerek.

Âh ü efgân etme gönül, 
dâr-ı dünya böyledir,
Burası mihnet diyârı,  bize âhiret gerek.

Ömrü beyhûde geçirip "Azıksız çıkma yola",
 "Eyvâh!" dersin Mahşer Günü,  taâtten servet gerek.

Gün akşama yaslanmadan tedbirli ol sabahtan,
Hazan gelip erişmeden, Hakk’a ibâdet gerek.

Belli olmaz, kuşluk vakti batar GÜNEŞ ansızın; 
Zaman durmaz, durdurulmaz, bu günden gayret gerek.

Utancından kararmasın geceler efkâr ile;
Her tefekkür secdesinde îmâna hicret gerek.

Ömrümüzün son nefesi son düğümü çözmeden, 
Kelime-i Şehâdetle İlâhî nusret gerek.

Gök direkler üzerinde yükselirken kâinât,
Daha “dağlar yürümeden” (3) bize hidâyet gerek.

 "Gül” kokulu gözyaşıyla seccâdeyi sel eden,
Îlmiyle âmil mü'mine Cemâl ü Cennet gerek.

Îmân rûhun mi’râcıdır; "En Güzel”e sevdâlan,
Ol "Cemal"e vuslat için aşka icâbet gerek.
(1) - "Lâ maksûde illâllah” (Kastedilen, murad olunan başka bir şey yok, ancak Allah var)
(2) - "Lâ taknetû": Ümidinizi kesmeyin; Zümer, 39/53; “Lâ taknetû min rahmetillâhi” (Allah’ın rahmetinden 
ümidinizi kesmeyin.)
(3) - Tekvîr, 81/3